(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçerik kadar şekil de önemli. Okur olarak, yazarın tasarladığı vurguları, satırların stratejik sıralamasını, ritimli psikolojisini; şiirin aralıklı tek parça görüntüsünden algılamak mümkün. Aynı şekilde, fazla imla işareti yerine, kelime ve satırların, düşüş ve boşluklarını kullanmak da sade ve estetik.
Sahiden, şair ve yazarlığınızın alışılmadık ve önemsediğim karşılamasıyla birlikte okur olarak da cesaret verici bir bakış açısına sahip olmanız ve eleştiririyi bir o kadar ustaca yapmanız dolayısıyla memnuniyetimi dile getirmek isterim. Bu etkileşimin edebiyatla ucundan kıyısından uğraşan herkesin faydasına olduğunu düşünüyorum ve haklısınız bu kadar noktalama işaretinin okurun dikkatini dağıtması da mümkün. Yeni hali, daha iyi oldu sanıyorum.
Sahiden, şair ve yazarlığınızın alışılmadık ve önemsediğim karşılamasıyla birlikte okur olarak da cesaret verici bir bakış açısına sahip olmanız ve eleştiririyi bir o kadar ustaca yapmanız dolayısıyla memnuniyetimi dile getirmek isterim. Bu etkileşimin edebiyatla ucundan kıyısından uğraşan herkesin faydasına olduğunu düşünüyorum ve haklısınız bu kadar noktalama işaretinin okurun dikkatini dağıtması da mümkün. Yeni hali, daha iyi oldu sanıyorum.
İnsan hüznünü bir kedi gibi sahipleniyor, kesinlikle doğru. Her ne kadar Aristoteles, değer yargısında “Mutluluk, ruhun amacıdır.” dese de ruhumuza en çok dokunan ‘hüzün’dür.
Kimi yaptığımız seçimler ve davranışlarımız bizim bilge ve erdemli bir insan olma yolundaki adımlarımızdır. Bu yüzden doğrunun ve hakikatin bulunması onu doğru yerde aramakla olur.
Sevdiğim bir fıkradır. “Nasreddin Hoca bir gün evinin anahtarını kaybeder. Kapısının önündeki küçük bahçede anahtarı ararken yoldan geçen arkadaşları da ona yardımcı olmak üzere anahtarı arama sürecine katılırlar. Saatler geçer ama anahtarı bulamazlar. Arkadaşlarından biri Hoca’ya sorar: “Hocam anahtarı bahçede kaybettiğine emin misin?” Hoca cevap verir: “Hayır, samanlıkta kaybettim.” Arkadaşı: “Peki o zaman niye orada aramıyoruz?” Hoca’nın sesi titrek, yanıtı üzücüdür: “Çünkü orada bulmam imkânsız!” Demek ki; biz, hakikati gözümüzü kör eden aydınlıkta değil; kaybettiğimiz karanlığımızda arayacağız.
Ve evet, zaman tükeniyor; aynı ırmaktan iki kez de geçilmiyor. O’na, sona varmadan uyanmak gerek.
Sen; dağları koş, denizler aş, aydınlığı istiyorsan karanlıkta dahi güneş her daim seni aydınlatır.
Değerli yorumunuzda varlık felsefesinden, şiire, biyolojiye sayısız konuda olağanüstü çabası ile şimdiyi aydınlatan Aristoteles'den bahsedince tüm ön yargılardan uzak bir biçimde felsefe okumaları yapmanın insanın kendisine yapabileceği en büyük iyilik olduğunu düşüncesi bir kez daha zihnimde yürüyüşüne başladı. Her konu hakkında düşünme ve çözüm bulma çabasında olup bunu duyan bir çiftçinin tarımla ilgili bir sorusu ile de karşılaşan Hegel'in ölümün tek hakikat olduğunu söylerken karamsar olduğunu düşünmüyorum. Sokakta karşılaştığı matematik bilmeyen birine sorduğu sorular ile matematik sorusu çözdüren Sokrates, güyâ şu çağın insanın eski olarak gördüğü lakin çağlar ötesi bir filozoftur. İnsan sözünü ettiğiniz gibi erdemli bir hayat yaşama çabası içinde olmalı, hakikatin tıpkı anlattığınız Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi umutsuz görünen ama eylemselliğinden uzaklaşmayan çizgisinden ayrılmamalı diye düşünüyorum Fıkraları aklımda tutamamama rağmen belki bir miktar hüzünlü ama hepsinden önemlisi çokça düşündüren fıkranızı unutmayacağım. Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Bazen, şiir ya da denemelerimden sonra öyle bir cevapla karşılaşıyorum ki şöyle bir soru geçiyor içimden; "cılız bir ses, böylesine güçlü bir sesi işitmemin nedeni olabilir mi?" Yorumunuz bu nedenle kendimce hakikati aradığım oldukça hüzünlü ve sessiz bir çizginin en kıymetli yerinde olacaktır.
Değerli yorumunuzda varlık felsefesinden, şiire, biyolojiye sayısız konuda olağanüstü çabası ile şimdiyi aydınlatan Aristoteles'den bahsedince tüm ön yargılardan uzak bir biçimde felsefe okumaları yapmanın insanın kendisine yapabileceği en büyük iyilik olduğunu düşüncesi bir kez daha zihnimde yürüyüşüne başladı. Her konu hakkında düşünme ve çözüm bulma çabasında olup bunu duyan bir çiftçinin tarımla ilgili bir sorusu ile de karşılaşan Hegel'in ölümün tek hakikat olduğunu söylerken karamsar olduğunu düşünmüyorum. Sokakta karşılaştığı matematik bilmeyen birine sorduğu sorular ile matematik sorusu çözdüren Sokrates, güyâ şu çağın insanın eski olarak gördüğü lakin çağlar ötesi bir filozoftur. İnsan sözünü ettiğiniz gibi erdemli bir hayat yaşama çabası içinde olmalı, hakikatin tıpkı anlattığınız Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi umutsuz görünen ama eylemselliğinden uzaklaşmayan çizgisinden ayrılmamalı diye düşünüyorum Fıkraları aklımda tutamamama rağmen belki bir miktar hüzünlü ama hepsinden önemlisi çokça düşündüren fıkranızı unutmayacağım. Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Bazen, şiir ya da denemelerimden sonra öyle bir cevapla karşılaşıyorum ki şöyle bir soru geçiyor içimden; "cılız bir ses, böylesine güçlü bir sesi işitmemin nedeni olabilir mi?" Yorumunuz bu nedenle kendimce hakikati aradığım oldukça hüzünlü ve sessiz bir çizginin en kıymetli yerinde olacaktır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.