YAM YAM
Gece bir kedinin kuyruğunu kesmiştim.
Sol cebimde taşıyorum. Sağ cebimde dişler. Köyde elektrik olmadığı için,elinde bir şamdan tutuyorum. Ailem beş kişiden oluşuyor. Ben, eşim ve üç çocuğum. Köyümde herkes mecalsiz ve çalışamayacak durumda. Aşevinde ekmek hakkımız vardı. Benim küçük iki çocuğum aşevinden beslenir. Çocuklar ceplerine ekmek saklayıp eve gitirirdi. Onları eğitim eve sadıktılar. Her çocuğa 250 gram ekmek verirlerdi. İki çocuğunda kanserden kaybettim. O soğuk günden sonra ekmek yüzü göremedik. Önce ot ile at, köpek ve kedi eti yedik. Akşam komşumun samanlığa sokuldum. Amacım hırsızlık değildi. Samanlıkta üstü ıslak tahtalarla kaplı cesede rastladım. Cesedi kızakla eve getirdim. Bilinç olarak zayıf durumdaydım. Ayaklarım kar ile ilişki içirisinde. Beni harekete geçiren güdü, iştah ve öğle açlığı değildi. Okuma yazma bilmiyorum. Suçluluk duygusundan çok uzakta. Niye yaptığımı şimdi ben de bilmiyorum. Kafam karmakarışıktı. Her halükârda çok zevk aldım. Cesedi baltayla küçük parçalara ayırdım. Eşimi ve küçük kızımı uyandırdım. Hep birlikte sofra kurduk. O gece ve ertesi gün tüm cesedi yedik, Öyle ki geriye sadece kemikleri kaldı. kemikleri toplayıp öğüttük. Yerde dişler vardı. Küçük kızım dişlerle oynuyordu. Ayaklarımdan başka her tarafım ağrıyordu. Ona karşı çıkacak halim yoktu. Oda ailemizin bir üyesi olmuştu. Dişleri evin girişine bıraktım. Sevgili eşim. Çok ürkek biriydi, yani birbirimize tam uyuyorduk. Birkaç yıl sonra ilişki bitti. Benimle sadece yatmak isterdi. Herhalde artık bu kadar yıldızlara bakmak yeterli. Beni derin bir ölüm özlemi sardı. |