DIZZZO SEVGİLİM
Kasayı çıkartıp masanın üstüne koydu.
Kilitliydi. Anahtarların yanındaki küçük çakı ile kilidini açmayı denedi. Olmadı. . . Mutfağa giderek orada bulduğu bir tornavida ile kilidi zorladı. Yine açamadı. Odanın sessizliği içinde karşı taraftaki telefonun çaldığı duyuluyordu. «Neymiş o?» . . «Para peşinde koşuyor değil mi?« «Gizlice nişanlımın evine girdim» «Olamaz!» odasındaki dolabında bulduğum bir kasayı aldım» Gözlerini kapatmıştı. . . «Kasayı eve getirdim ve kapağını kırdım» O kasayı kırarken sen de orada miydin? Bunların kasadan çıktığına emin misin? «Pekâlâ,» dedi. . . «Belki de ilk başta onu çeken para olmuştu.» Zorla gülümsedi, «Hayatımda ilk defa paran olduğu için teşekkür borçluyum sana.» . . Şimdi bir oturma odasına girmişti. Kadife koltukların kolları aşınmıştı. Pencerelerdeki perdeler kapalıydı. Çerçeveli resimlerin kenarlarında çeşitli vesikalık iliştirilmişti. . . Sansar hep gülümsüyordu. Hep para için, senin o kıymetli paran için, değil mi? İşte budur senin zihninden geçen! Siz kimsiniz, kuzum? . . Siz ne karışıyorsunuz bu işe? Bu zevki tatmadım henüz. O zaman lütfen bana burada ne aradığınızı söyler misiniz? Uzun bir hikâye bu. . . Polisin ne dediğini duydunuz... «Bir hırsızmış!» . . Yani sizden hoşlanmadığımı mı söylemek istiyorsunuz? Hayır, doğru değil bu. Niyetlerinizden bir an bile kuşkulanmadım. Ona karşı bir gençlik heyecanı gösterdiniz... . . Fakat çabalarınız bana çok acı verecek yollara yönelmişti. «Nişanlının intihar etmediğine inanmayı istemez miydim sanıyorsunuz?» «intihar etmedi!» . . Gülümseyerek nişanlısına baktı. Kız güldü. Bir dakika sonra kız adamın yanına geldi. . . «Hayrola, yüzümde birşey mi var?» diye sordu. «Ne?» «Bakıyordun da.» «Yoo, hayır, hayır. Birşey içmek ister miydin?» «Evet.» . . .........Hakkari Çukurca 30 |