PARANOYA
Pencerede gün batmasına rağmen, ışıkları yakmadı.
Kafasında hiçbir şey düşünmeden uzun bir süre ayakta dikilerek, cinayet mahallini yalnız başına gezmek, hayatta olanların seslerinden ve hareketlerinden uzak durdu. Ceset gibi düşünmek, davranmak zorunda idi. Ensesindeki saçların diken diken olduğunu hissetti. Katilin ayak izlerini takip ederken sanki hava ağırlaşıyordu. Artık ensesindeki saçlar iyice dikilmişti. Odada neyle karşılaşacağını biliyordu ? Buna hazırlıklı olduğunu sanıyordu. Oysa ışığı yaktığında, tıpkı bu odayı ilk gördüğündeki gibi, dehşet bir kez daha sardı çevresini. Kan şimdi artık iki günden de eskiydi. Zaman birden ürkütücü bir hızla ilerlemeye başladı. Kan nerede? diye seslendi Başkomiser... Kargaşa fırtına gibi gelişti, şiddetini arttırarak. Üstdudağında tomurcuklanan ter damlalarına bakınca, yeniden kendine geldiğinde, affedersiniz Başkomiser’im... Cinayetin işlendiği günü hatırladım. Sonra, nemli bir temmuz gecesi, cinayetler sona erdi.. Ardından, eline otopsi raporunu aldı. İki kez üst üste okudu. Yeniden cinayet mahalli fotoğrafına baktı. Çığlık atan duvarları dinledi. Sükunet cinayetin aslı idi. Kendine sarıldı. Cesetden beklenti içindeydi. Asansörden inip koridora doğru ilerlerken gülüyordu. Kendisi ile şakalaştı. Gerginlikten uzak, rahat kahkahalarıydı. Oyuna böyle devam etmek kimsenin incinmeyeceğini biliyordu. Çöp tenekesi kâğıttan uçaklarla doluydu. Saplantılı olmaya başladım galiba, hepsi bu. Galiba biraz yorgunum dedi derin bir soluk alarak. Sigara paketini sol cebine koydu, her zaman bıraktığı yere. Emin misin ? Hepsi bu kadar mı? Başka bir şey yok mu? Herhangi bir yardıma ihtiyacım yok, teşekkürler ! Haykırışları taddım,cezalarımı çektim. Çatalını bıraktı ve önündeki yarı yenmiş yemeğine baktı. Müzik yükseldi ve yıkıcı dalgalar gibi üzerinden aştı. Duvara sırtını verdi müzik. Yüzünü avuçlarına gömdü. Başlangıçta, hiç ses çıkmadı. Sarsılarak uyandığında, kendini karanlıkta buldu. Yüreği hızla atıyordu, gömleği terden sırılsıklamdı. Bir gürültü mü? Kırılan bu cam, bir ayak sesi miydi? Onu böylesine derin bir uykudan sarsarak uyandıran neydi? Bu ezici korku duygusunu tetikleyecek hiçbir şey yoktu. Elbiselerini çıkarıyor. El ve ayak bileklerindeki teri kokluyor. Tatminsiz ve öfkeli olacaktır. Ama şimdiye kadar o, ritüeli hep tamamladı. Bu, karşılaşabileceğimiz katil tiplerinin en kötüsü, O sakince oturmuş, bir sonraki avına çıkmayı beklerken, bizler dilimiz dışarıda, onu arayacağız. |
onu arayacağız.
Final vurucuydu,,bana da ilham olacak bu tatlı sözler
GÜNAYDIN