SUSMAK İSTEMEM
Ellerini pis pantalonuna
sildi. Durmadan gevezelik ediyordu. Onu daha sonraya saklayalım. Nasılsa bir çaresine bakardık. Güneşin sıcağı bile ürpertiyordu bizi. Sabahları serin oluyor artık. Kış yaklaşıyor. Çadırda kalmak hoş olmaz kışın. Yamalı içini çekti, sonra başını doğrulttu. İyice bastımadan birkaç kuruş kazanırız. inşallah. Yağmurlar geldiğinde bir eve girmiş olmalıyız. Sen içini rahat tut. Evin olacak, korkma. Dokuz ay dolmadan bir aile edinirsin sen. Ne yapsan kavga etmeyeceğim seninle. Gidiyoruz herhalde. Uzatmaya gerek yok. Sabah çıkalım bari yola. Tam bir aydır buradayız. Her gün dolaşıyor, iş miş yok. Konuşmaya korkuyoruz. Paralar bitti. Lafını etmeye ödünüz kopuyor. Her akşam oturup yiyor, sonra kalkıp gidiyor. Dayanamıyoruz konuşmaya. Oysa konuşuyor umarsızca onun da şu rengine bakın. Bir günlük yağımız, iki günlük unumuz, on tane de patatesimiz kaldı. Yürüdük ikimiz. O ve ben,o ve ben. Konuşmadık, konuşamadık... Boğazımız kupkuruydu çünkü. Hiç konuşamadık. Ateş söndü şimdi. Yeniden yakmak ayıp. Aydede geliyor neredeyse. O konuşur bizle. Kurtuldu ruhumuz. Bir daha günah işlemeyelim. Günahların hepsi nelermiş, bileydim keşke. Hepsini işlerdim o zaman. Günahlarınla konuşurdum, sen benle konuşmuyorsun. Ölüm bir dost olurdu bize. Uyku da ölümün kardeşiymiş. Eski günler geri dönerdi. Ne zamandı o ? Konuşacak bir kız bulmalı. İyi fikir !!! Yıldızlar da öyle alçak, öyle yakın ki ! Ölüm neşe öyle içiçe ki, aslında ikisi aynı şey. Kim demiş kötü diye ? Kim cesaret edebilirmiş öyle bir şeye ? Kim sonsuza dek susar ? Ankara / Keçiören Gölbaşı / Ankara |
Ayrıca dün gece ki REGA_İP kandilinizi canı gönülden kutlarım