TÜKENİŞ
Tozu toprağına karışmış hayatın, kapalı ufuk
İnsan geriye dönüp bakınca şöyle bir anlık Anlıyor iyiden iyiye, yiten nelermiş Geleceği bilemem ama, giden gün ömürdenmiş. Hani neşeli şarkılar söyleyen çocuklar vardı Tanıdık bir yüz akşam üstü tebessümle selamlardı Seslenirdi birileri balkondan, tanıdıktı bu ses, komşudan Niçin şimdi bu sessizlik, nerde o aşina yüzler Yazık olmuş yitenlere, mutluymuşuz onlar varken... Ağaçların yeşili aynı, sokaklar ve kaldırımlar Kimi değişmiş olsa da, genelde benzer detaylar Bir şeyler noksan bu mekanda, sızı çöküyor ruhuma Daralttıkça daraltıyor, bu gidişat beni,seni İnanın ki damla damla, yıllar bizi tüketiyor. Tarifi yok zaman denilenin, hükmü kapsıyor âlemi Kiminde çok neşeliyken, son demlerde bu hal ne ki Yıpranan değerler de var, alışkanlıklarsa rafta Her yeni gün tuksak eder, zorlar bizi her nasılsa. Maddiyatlar yükseliyor, yüzler giderek soluyor Tebessümlü masum yüzler, hırsına mağlup oluyor Yoksunken mutlu insanlar, şimdi neyi yanlış yaptı Kaçtı elinden mutluluk, yitti gençlik ıskalandı Cevaplar çok biliyorum, saymakla da asla bitmez Maddiyatı mihenk eden, saadeti elbet bilmez. Çaydanlığın buharında eğlenceyi bulan anlayış Alırdı rüzgar gülünü eline, bakardı bu nasıl dönüş Diz kadar kar beyazında doğayladır kucaklayış Bilse de eriyeceğini, ısrarla kardan adam yapış Batarken ufuktan güneş, yarına yeniden doğabilmek Gün varken ki neşesini, karanlıkta koruyabilmek... Estetik olmak değil bu, eğlenceyi arayıp bulmak Geçen her dakika ve saat, zamanı mutlu yaşamak Asla değil menfaatle, sevgi ile selamlaşmak Nerede o günler değildir bu, anın tadını çıkarmak. Keşkelere mahkum edilen şu hayat ne kadar da kötü İnsanların neşesini hırsları zamanla çaldı, öldürdü Şimdi kof bir maddiyatla, her şeye belliki sahibiz Kendimiz olabildik mi hiç, sahi alında biz kimiz? Oğuzhan KÜLTE |
Saygı ve selamlar.