Kevser-i âteş-nihâdın adı aşk Dûzah-ı cennet-nümânının adı aşk Bir lûgat gördüm cünûn isminde ben Anda hep cevr ü cefânın adı aşk.
Şeyh Gâlib____
Aşk dünyaya ineli iyileşmez hastadır Ziyaretine giden her gün posta postadır... ...
Nedir şu aşk? Aşıklık? Aşkın bitmez tutkusu Göklerden inip şevkle gönle sokulmuş kuşlar Nedir ince ayrıntı ruha sinmiş coşkusu Her devrin zümresini aynı şekilde hoşlar Rüzgârı titretirken gönül ehli sarhoşlar Nasıl bir hâldir ki bu yakalanıp tutulmaz Geçer sır çarşısından dirhem dirhem satılmaz Yerleştiği yürekten kolay söküp atılmaz ...
Gülistan bahçeleri, yollar insanla dolu Mutlu-mutsuz gönüller ya ihyadır ya hakir Nilüferler susamış ruha yaslamış solu Kalp göğüs kafesine asmış ezelden peşkir Gam, keder kisvesine bürünen olmuş esir Kimi eksik yanını sevmekle tamamlıyor Kimi sevgiye hasret kalbe hicran damlıyor Kimi sevmek bilmeden sevmeyi selamlıyor ...
Aşka tarif sordular bir veliye civardan Karıncaydı misali ağzında damla suyu İbrahim’in safına taşımaktı azardan Karanlıkta Yusuf’a ziya kılan kuyuyu Gölgeden aşikâra çıkarandı pusuyu Firavunun ilinden kemikleşmiş düzenden Aşk’a aşık olarak kurtulandı mahzenden Bülbülse gül şehrine geçemedi dikenden ...
Yasir’in ailesi konuşulur, bugünde Canlar okşayan Rabb’e şebnemler açar günde ...
Muhabbet meclisinde şiirlere pay veren Dokunduğu telinde sadrın temelsiz ringi Gönül bağlamasında şairden sevda deren Tur dağında Musanın yüzünün atar rengi Âdemin pişmanlığı, yaradılış ahengi Yakub’un kavuşması, İsanın sevgi dili Dört kitabın dördünde mihengine çivili Akıtırken Kevseri , ortadan yarar Nil’i ...
Yum gözünü seyreyle sussun bir an hıçkırık Aziz olan duyguya hırs karışmış çok defa Kimi haz makamında kiminin şevki kırık Kimi çekerken çile, kimi sürüyor safa Kimi içsel doyguda kiminde güçlü vefa Kimi çılgın aşığı oynuyor nazlanarak Kimi yeminler edip kızar marazlanarak El altından duygular gömülür tuzlanarak ...
Aşk ezelden davalı hasta etmiş cihanı Bıçaklar el keserken nefesler tutuklanmış Uğruna tacı tahtı terketmişler mekanı İbrahim Ethem Belh’de yıllar yılı saklanmış Nuh’un gemisi azgın tufanlarda aklanmış Gözleri yaşlı Hacer çölde aranmış sâki Leyla’nın cevri ibret Mecnun nedendir belki Bu Âlemden öteye bir Maşuk var illa ki...! ...
Hangi hâl ile vardık o mukaddes kapıya Hangi değer yüklendi kalp denilen yapıya...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞKIN ANATOMİSİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞKIN ANATOMİSİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
''Aşk mıdır ki can-ü dil mülkünü yağma eyleyen Aşk mıdır sinem içinde gelip de câ eyleyen
Aşk mıdır ki boynuma takıp belâ zincirini Gezdirip Mecnûn gibi âlemde rüsvâ eyleyen'' Muhibbî
Aşkın anatomisi, fizyolojisi, psikolojisi kısaca her hali çok güzel şiirler yazdırıyor şairlere..Bize de bu güzelliği tebrik etmek kalıyor..Sevgimle Nezahat Hanım..
Bitişi harika(!): "___ Hangi hâl ile vardık o mukaddes kapıya Hangi değer yüklendi kalp denilen yapıya... ___" Muazzam bir şiir. Kutlarım, gönlünüze sağlık.
Ben nefsemin kurbanı Sen mısırın sultanı Oldun nefsden sıyrılıp temizlenmeden ilahi kapıya varılırmı varantlarda aşkını tuza yatırsın korkmasın tebrikler
Ben nefsemin kurbanı Sen mısırın sultanı Oldun nefsden sıyrılıp temizlenmeden ilahi kapıya varılırmı varantlarda aşkını tuza yatırsın korkmasın tebrikler
Aşk demiş kalem ve devasa güzellikte bir şiir doğmuş hece hece... Tek kelimeyle muhteşemdi Nazom. Güne düşen güzelliği gönülden kutluyorum. Sevgilerimle...
Hocam aşkın anatomisi satırlara ancak bu kadar güzel dökülebilirdi. Bu da ehil bir kalemin işiydi. Muazzam bir anlatım ve hece düzeni. Kutluyorum. Selam ve saygılar sunuyorum.
Nefese güneş gibi doğar ışığını gizleyemezsin… Şafakta dümensiz doğum sancısı… Akşam karanlığında göğsünde uyanır bir daha uyutamazsın…
Şimdi Ankara/İstanbul yolculuğu yaptığımız günde olsaydık beş kız kardeş... Senle ben şiirlerden konuşurken Melek şarkılar söylüyor omuzuma dokunarak Ümmü kayıt yapıyorum derken hep birlikte şarkılar söylediğimiz o anı düşündüm…
Zilkalenin tam karşısında başınıza taktiğiniz puşiler sizi resmederken birbirinize sarılıp
''Ben seni alamadum Şu yalan dünya batsun İstemem bunden sonra Güneşum hiç doğmasun
Birak sevduğum birak Gözlerum hep ağlasun Ne kadar sevduğumi Belki birgün anlarsun
Kar yağdi dağlarume Sevduğum üşümedum Seni böyle severken… Sonini düşünmedum''
türküsünü söylerken seslerinizin yankısına dayanamayıp aranıza girip ritminizi ritimsizleştirdiğim gülücüklerim sözlerin ötesi kuş gibi kanatlarınızın altına alışınız...
Aşk nedir… Tohumdur
Her tohumum ayrı rengi büyüsü kokusu vardır
Seninle bugün sohbet ederken
Aşk çıplaktır dedim Gülümsedin… Uzun uzun muhabetle konuştuk
Aşk, âşık olduğun kişinin merdivenlerinde güneşli sesin yankılanır dedin.
Sana döndüm aşk gibisin içimde şiirine döndüm sen gibi
Aşk söylenmemiş sözler arasında giz duruyor bir gün kelimeler birbirini bulur mu???
Burada yanımda olduğun için teşekkür ederim... Çocukluğumuzdaki gibi ellerimi tut ve bırakma
Seni seviyorum
Ummuhan Yıldız tarafından 7/14/2020 10:10:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hangi değer yüklendi kalp denilen yapıya..."
İşte, cevap bu beyitte. Ne niyetle varırsan o kapıya, o tür bir aşk
yüklenir kalp denilen yapıya. Dünya mı, uqba mı?
Tebrikler. Selam, hürmet ve dua.
Allah'a emanet olun, Nezahat Hanım.