adın saklımda susmaktan yorgun...kanat çırparken sarnıçlarda yağmur adın saklımda susmaktan yorgun şimdi ağlar tenim gömerken dokunuşlarını dünden bugüne bilmem hangi yıldı avuçlarımda saklarken kokunu savrulur yüreğimin iklimleri ey gözleri ateş hattı yol hazanın durmadan yüzümde gezinen yitip gitme sende asılı kalan gülüşlerden düşerken takvimlerden her güneşle bir yaprak cürmüne çarpıyorsun bir gamzenin senden bana kalan denizlerin üstünde hangi limana demir atsak gelip içimize yanaşır acı bir akşamsefası gibi gecesiz ama soluyan belli belirsiz sessiz nadasa bırakılmış bir an ey gözleri ateş hattı getirir mi bu İzmir’in imbatları incitmeden düşleri iki çığlık arası oysa ötesi sen bu yalnızlığın bir tarla kuşunun tenha hüzünlerinde el değmemiş avuntu bir bahar silinmemiş izleri gözyaşında çırpınan kendi bedenine hapis unutulmuş sessizlik bakışlarım yol boyu gölgelerken kendini bir rüzgara içimde zamansız bir veda gidişine yeminli dem vurur isyana adın saklımda hala ve susmaktan yorgun... temmuz-2008 |
gölgelerken kendini bir rüzgara
içimde zamansız bir veda
gidişine yeminli
dem vurur isyana
adın saklımda hala
ve susmaktan yorgun...
çok güzeldi.. selam ve saygılarımla..