Hoşçakal...kör, dilsiz bir sabahı bekliyor kül gece neresinden dokunsam geçtiğin her yerde ayaz var şimdi ve sessiz çığlıklarımın sağır kaldığı taş duvarlar şimdi sen desem yağmur eker bulut sesime kanırtırken ölümü, parmak uçlarımda kelebek tozları... unutulmuş bir tene yapışırken keder söyle kaç düğüm atılmış umutlarıma her uzaklık ayrılık biriktirirken ki ben yalnızlıktan daha yalnızım ay gecede damlatırken hüznünü kırgın mısralar saklıyorum avuçlarımdan kayıp giden bir düşe nasıl da birikmiş içimde sağanaklar noktalı suskunluklar eksik heceler mecburdum... gitmeliydim... kapanırken bu şehir yalnızlığıma... Hoşçakal... kasım/2017 |