Præfatio : homo homini lupus
Ve insan
çıktı insanın karşısına kendini tanımaya başladı yalnızca insanda! aleka , nutfe , su , balçık kurudu toprak, çekildi deniz insan kötülüğe meyilli hiçlik! sığınacak yıldızlarım vardı daha tutmamışken kaydı dilek notalar susarken daha tövbeler bozulmadan kedi avını beklerken, ölmeyi bilmeden fare duvar bilmezken boyayı, berlin adı yokken soylu ve köylü hükümsüzken beyazdan önce her şey siyahken kıtlık başlamadan nil’de kuyu karanlık uykusundayken babamdan annemin zoruyla aldığım parayla boynuma astığım silgim yegane mülkiyetimken teneffüse çıkmadan cemre bir türlü düşmeyi bilmezken oluk oluk kan damlıyorken toprağa, suya, rüzgâra ve dahi ateşe devrim dönen plağın nefesinde gençlik ateşiyken henüz fidanlar varken, idam sözcüğü yokken ’little boy’ büyükken uranyum-235 den 08:15 henüz zaman belirtmezken nötron protonla budamamışken kentleri cansızlar şükrediyorken alfa,gama ışınlarına radyasyon doğum lekesi değilken muhtemel doğacak bebeklerin karmaşık sayılar yokken hipotenüs en uzun kenar değilken Adolf da, ivan da, Netan da büyümemişken Ve barış sözcüğü henüz gerekli değilken zeytin dalı ne işe yarar bilinmezken o kadar savaşken köpek ve azı dişlerimizle doğduk öleceğiz demeyi bilmeden bir sevgilinin yağmur kokan ağzı henüz güzeldir diyemeden vicdan susarken daha insanlık uyurken içımizde habil-kabil yeşermemişken çığlıklarla daha duyulmamışken: " bellum omnium contra omnes " söktü herkes kalbini kendine dilsiz ihanetler bıraktı oysa daha çiçeklerin sesi var mıdır bilinmeden asfalt tabiata düşman değilken gül yetiştirecek toprak daha çok betonun gerekliliği kekeme iken seçilmiş tiranlar henüz ezmemişken seçeni demokrasi sevmezken yalnızlıkta gölgesini sevmek bir orman gibi büyümeliyken içimizde kalp üşümeden bedende, ayrılık düşülmeden söz verilmeden, söz alınmadan ihanet sevdayı tanımadan kimse bilmezken gitmesini, sırtından öpmesini evlat kırılmamışken sevilmeyişine baba kendine küsmemişken alıp ceketini kahrolmamışken herkes aynı sofranın önünde eksiksiz diz çöküyorken bencillik nedir bunu eşiğine sokmamışken o kadar safken kirlenmemişken henüz çeyiz sandıklarımız çocukların üzerine henüz meyve aromalı bombalar yağmamışken uçurtmayken göğün yegane sunduğu gölge şeytanın gözü kör, bacağı kırık dünyaya kanat açmamışken ayrıştırılmamışken dil,renk,ırk kavuşuk iken bir yanımız öbürüyle aynı yürekten Ve evvelken Ve dahasıyken Ve böyleyken kalbini dinlemeyen niye devleşen bir öfke oluyor insan neden tahammül edemiyor olmak istediği insan hiçbir şey yaratamayan insan niçin kendinden olanları yok edecek kadar insan(!) |
Ne çoktu şiir.. Kutlu/yorum..
Selam ve saygılarımla üstat..