Çal tulumcu tulumu efkârlı çal, gamlı çal Bu gece yanık yanık, harareti demli çal Bulutları yağmuru daha bir anlamlı çal Çal ki, hasta olmuşa ilaç olsun kelamın Çal ki, gurbet ellere ulaşsın bir selamın
Çal tulumcu tulumu dinlesin dağlar taşlar Çal ki, horona kalksın, oynasın bütün başlar Çal Hemşin boylarından yaylaya uçsun kuşlar Çal ki, boşa akmasın Fırtına baş aşağı Çal ki, toprak inlesin yıkılsın Kaçkar Dağı
Çal tulumcu tulumu yürek başka çağlasın Çal ki, analar evden çıkan kıza ağlasın Çal ki, türkü yakılsın, gönülleri dağlasın Çal ki, yüksek yürüsün duman dağdan yukarı Çal ki, meraklanarak erisin dağın karı
Çal tulumcu tulumu ahenkli çal, nazlı çal Çal ki, delikanlılar bulsun kendine emsal Çal ki, sevda çekene daha olmasın sual Çal ki, gelinler kızlar bağlasın puşi-kuşak Çal ki, fora vererek yorulsun bizim uşak...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇAL TULUMCU TULUMU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇAL TULUMCU TULUMU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Çal ki, gelinler kızlar bağlasın puşi-kuşak Çal ki, fora vererek yorulsun bizim uşak..." Nezahat YILDIZ KAYA" YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞERLİ BACIM SAYGILAR...
Kaçkarlar’da hiç beklemediğin bir anda aniden gelişen sert soğuk bir rüzgâr eser… Gökler kızarark kar bastırdı aniden… Sanki unutmak istediğinin üzerine bir sütre çekmek ister gibi…
Ani bastiran incecik karlar bir araya toplanıp birbirlerine sığınarak sokulsalarda.. Gök açılır ve ortaya gökkuşağının olağanüstü güzelliği çıkar…İncecik karlar eriri erir erir karışır toprağa yok olurlar...
Aşkta böyle bir şey…
Üzerine bir sütre çekmek istersin
Başka bir zaman başka bir mekânda tam sokağın sonuna gelmiş adımını başka bir sokağın kapısından içeriye atmak üzereyken geçmişin devriye nöbeti tutar gibi önüne geçer ve engel olur… Peşini sonsuza kadar bırakmaz…
Tulumcu dur.. Durrrr
Çal bir bana içli ağıt havası…
Ahmedumun destanına eş olsun....
AHMEDUM (NOKTA ANA DESTANI)
Çikamadum çolvaroşun duzina Düğun olur gelinine kizina Gelin edup bakamadum yuzina Senden sonra gelin görmem Ahmedum
Oy ana oy ben ne edeyim Bu derd ile nerelere gideyim
Bulbul oter ilga eder dalini Ordek yuzer dalga eder gölini Bizum köyün kız gelini puşili Senden sonra puşi takmam Ahmedum
Yaz gelende yaylalarun yeşili Kış gelende misirlarun seçili Gittun mesken ettin kerum elini Bundan sonra daha koymam Ahmedum
Nokta ana etsun bir tava helva Toplanıp yesinler emine heva Ağlama validem yureğun sava Bir tukenmez derde duştum Ahmedum
Kirova şehrine ettim intizar, Kara bıyıkların aldı mı nazar? Ahmet anasına bir mektup yazar, Şimden sonra yazamazsın Ahmedum.
Uğramasın Kirova ya makina, Felek ağu kattı tatlı aşına. Çok oturdum mezarının taşina, Şimden sonra daha yazmam Ahmedum.
Sayfanda yoruma yazmıştım ama buraya aynısını alma gereği duydum can bacım, ana yarım, hemhâl ortağım, gözbebeğim....
Hayatı üzüntülerle geçen Nokta Halama, büyük yengemize Allah'tan rahmet diliyorum öncelikle. Şair babamız, halamız, halamızın oğlu kuzenimiz rahmetli Şerif Yüzbaşıoğlu var ailede, biz de onların çömezi olarak bayrağı alıp yürüyoruz arkadan...
O kadar bize ait özel duygular var ki bacım, hangi birini yazayım... Ama zaman içinde Allah'da kısmet ederse hem şiirlerde hem serbest nesir olarak inşallah kayda geçirmektir niyetim. Herkese belki güzel gelebilir bakınca Karadeniz ve yöresi. Yaşam bizde hem zordur, tıpkı Kaçkar'ların zirve yaptığı ulu doruklar gibi, yüreklerimiz de öyle nice zorlukları yaşamış, acılar, sevinçler iç içe tavan yapmıştır ki, ondandır hep geri dönüşümüz, ondandır hep duyguları yoğun yaşayışımız. Ve hepsinin üstüne inip ''çifte oluklardan'' üstüne bir yudum suyu içip öyle yola koyuluruz bir sonraki dönüşümüze, Kaçkarlar bizi çağırana kadar... Ve dahasi gelir de Anzer balı bacım sen bugün yine beni buraya çivileyeceksin anlaşılan.
''Çal Tulumu'' dedin, yazdım senin için... Bir dahaki şiirde inşallah bir ''Yıkılsın Kaçkar Dağı'' diyelim mi :) :)
Kaçkar Dağlarını izleyerek büyüyen, Fırtına deresi sularına çok top kaçıran, horon hastası bir Karadenizli olarak, değişik ve coşkulu duygularla okudum şiiri. Yöreye, tuluma çok güzel vurgular. Kaleminiz daim olsun hocam. Selam ve saygılar sunuyorum.
Ne güzel, böylelikle bir başka yanınızı, çocukluğunuza uzandık değerli hemşerim Şentürk Bey. Allah razı olsun diyor teşekkürümle saygımla selamlıyorum.
Sayenizde kocaman bir nefes çektim memleketimin dağlarından horonuyla hop oturduk hop kalktık deli dolu yağmurlarıyla sırılsıklam olduk dumanlı dağlarında dolaştık, Kaçkar'dan göğe dokunduk
çokça beğeniyle teşekkür ve tebriklerimi bırakıyorum..
içtenliğin iz düşümü güzellikler nakşeden yürek dolusu tebessüm ve huzur duyulası ne güzel bir yürek esintisi. ne hoş devasa bir rahmet bahşedilen sevginin özü ve özeti sonsuz tebrik ve teşekkürlerimle güzeller güzeli yüreğinize ve kaleminize sevgili Nezahat Haım sıcacık çok çok hem de
Tek kelimeyle enfesti... Baharda çaylar gibi şırıl şırıl. Umarım yetenekli bir müzisyenin eline geçer de tüm gönüllere ulaşır bu coşkulu, müstesna güzellik. Tüm kalbimle tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum. Saygılarımla.
Çal tulumcu tulumu efkârlı çal, gamlı çal Bu gece yanık yanık, harareti demli çal Bulutları yağmuru daha bir anlamlı çal Çal ki hasta olmuşa ilaç olsun kelamın Çal ki gurbet ellere ulaşsın bir selamın
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...