ELBET...
Dağılan bulutların şekvasız yolculuğu...
Zincirlenmiş korkuların medarıdır umudu. Tahayyül ederken vaat edilen huzuru, Kaybolur özlemin dehşetli yokluğu. Nihayetsiz yağmur beklerken bulutlar. Hadsizliğe meyyal olmuş çamurlar. Derûnuna saplanan zifiri kıymıklar, Hesapsızca göğü karanlığa boyarlar. Yağmur saklı sinesinde şeffaf bulutların. Yağmaya hazır bekler derûnunda anıların. Yokluğunda zarifçe keser bileğindeki acıların... Yüreğin önünde bekler açılacak kapıların. Kirpikler buluşsa görmese pervasızlığı! Kamaşşsa yeniden dostların diğerkamlığı. Olsa elinde mürekkebi bir de kağıdı, Siliverse anında tecessüs eden varlığı. Rikkatsiz tavırlar savurunca bulutları, Ufka doğru kaybolur nice anıları... Çamurların susmayan çelimsiz hezeyanları, Dolaşır bulutların kemikleşen acılarını. Sararırken sonbaharda gördüğün yapraklar, Şimdilerde kokulara bürünmüş yaraları sararlar... Issız karanlıkların celladıdır korkusuz ağaçlar. Bekler yerlerinde bir an dahi ayrılmazlar.. Sancılardır ruhunun bitmeyen figânı. Yakalayınca ansızın kalbinin otağını, Konuşuverse hakikatleri kuruyan gözyaşları. Sonra el verip çıkarıverse yerinden onları... ZEYNEP SENA DOĞANTEKİN. |