12
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1263
Okunma

güneş giderken bütün görkemiyle
uzaklardan gelir geceler
yanında çirkin bir kadın getirir
bana sormadan oturur karşımda,
takmış saçlarına küflü yılları
kollarında yılanlı yalanlar
alnı ihanet muskası;
yamalı yüzler çıkarır bohçasından
saçılmış günlerimle
çürümüş gülleri koklatır
yeniden hatırlatır kovduğum günleri,
oyduğum gözleri serer önüme
dudaklarıma ilişir alaylı bir tebessüm
yazık
yine aynı bakıyorlar
hiç değişmemiş irisleri.
artık içmem bu bulanık suları
gaflet uykularımı çoktan attım geçmişin çöplüğüne
duvarda gezen bütün böcekleri ezdim bir bir
kanlarıyla kirlendi odam.
anladım ki
her şarkı bir selam saklar
her dize kilitli bir sandık
ve her cümleyi açan bir kelime var.
II
bir sevda duasıyla çaldım cennetin kapısını
gönlüme açıldı koca bir yürek
desturla geçtim ak eşiğinden
beşiğinde gördüm aşkı;
kalbim kamaştı peri otağında
en saf yerinden bulaştı sevgi,
gökkuşağıyla bezenmiş dört yanı
her yerde meleklerin eli
her yerde muhteşem bir ses
her nefes yeni bir şarkı,
gövdeleri ışık
yaprakları yakut
tatmadığım meyvelerle bezenmiş ağaçlar
baştan aşağı huzurlu bir ahenk;
bir yanı zambak vadisi
bir yanı gelincik
menekşenin mavisiyle süslenmiş gönül dağı
bozulmamış çiçekler,
sevaplarıma güvenip
daldım büyülü denizine
her dalgası ayrı bir renk.
III
anladım ki
her cennetin bir köprüsü varmış;
aşk inzivasında din-leyeceksin kendini
çile ile arınacaksın günahlarından
sevda meclisine karışacaksın önce
ellerinde açılacak sema
avuçlarına düşecek başka bir acun
geçeceksin sadakat sınavından
yavuklu yüreğinde yandıkça ruhun.
ve anladım ki
yürüdüğün köprüde yalın ayak yangınla
esrik teninde yeniden can bulan
ve kendine dönen bir semahtır aşk.