GerçeğimGeldiğim bu topraklar çok yabancı ama hissettiğim kokular o kadar tanıdık sizden ki, Toprak burnumda sızlıyor.. Ne getirdi beni buralara bilmiyorum Benliğimde yaşadığım Yalnızlık mı? Sevgisizlik mi? Kan ter içindeyim Azalarım çığlığımda kırılıyor Rüyada değilim sanki gerçeğim gibi Vakit yine hüzün vakti Saatlerim matem-i gösteriyor ayazda durmuş. İçimden korku trenleri kalkıyor kimsesiz seferlere Hava soğuk Duraklar sessiz Şehir ıssız Terk edilmiş bir dünyayım Matem burnumda sızlıyor. Yolun ucu uçurum ne bekleyen var Ne de arkamdan el sallayıp veda eden Gidiyorum yüzüm de acıya cizilmiş topraklara Gözlerim etrafa endişeli,ürkek,telaşlı bakmakta Simsiyah görünürken sise sarılmış manzara Şeytanlar içinden gülüyor Nefes seslerimde dansa duruyorlar deliriyorum Dilimde ölü bir ilahi beste içimden çalıyor O’na sığınıyorum Eskimiş şal gibi gençliğimi ardıma sarmalıyorum (Üşüyorum)... Bir tarafımda hüznüm ağlıyor gençler mezarlığına salâsız gömüyorum Sessiz ölüm adında... Sonra... Bir çığ gibi kopup gitmek istiyorum Yakalanıyorum Saçlarımdaki aklardan geçmişime... Bir baykuş konuyor dalıma Ve... Yüzüm düşüyor. Dudağımda Ki, kırmızı ruj dan kanım toprağıma damlıyor Bahtım ağlıyor. Dişlerimi sıkıyorum, ellerim birbirine kenetli Kaygı hastalığı bedenimde titriyor Kaybetme nöbetindeyim ruhum daralıyor Oysaki; Tanıdık sevdiklerimin kokusu bunlar geçmişim kokuyor Ama, böyle acı kokmuyordu onlar İndiğim durağım son durak usulca yaslıyorum toprağın soğuk bağrına tenimi Nefesim kesiliyor. Ellerimle boğuyorum geçmişimi Ruhumda ölüyorum Onlara kavuşmanın rüyasıyla uyanıyorum gerçeğime GERÇEĞİM PEŞİMDEN GELİYOR!.. #Hüzünlükent |
O durağa kadar gelip bizi neyin beklediği görmek zorundayız. Kaderci olup beklemektense hamle yapıp gerçeğe kapı aralamalıyız
İçimizdeki korku canavarını ancak böyle yeneriz
Kaybetsek de kazansak da buna değer
Saygılar
Güzel şiirdi sevdim