kır çiçekleriher şey nasıl da mahvoldu bak işte! açmaya korkar oldu kır çiçekleri ya bahar hiç başlamazsa bu bahar.. düşün sonbaharın bitmeyen kederini doksan dokuz ihtimalden birinde öldüm sayıyordum içimden, içimde gezinirken bu da olmadı işte! bu da! diyordum çok inançlıydım inanmazken bile hayret bile etmiyordum, kin bile tutmuyordum yaşantının simetrisini, açılarını bakışların ve iç daraltan acılarını düzeltebileceğimi sanıyordum perspektif olarak yaklaşıyordum darbelere üç boyutlu umarsızlığımla, boş ver! diyordum sırf geriye dönmemek için kaskatı bir inatla sersefil, savrulurken yine dimdik ve aptalca tuhaf bir gurur duyuyordum, yaptıklarından eminsiz şehvete bulaşmış parmaklar gibi doyumsuz aniden yabancı görmediklerine ve gördüklerine bile sanki bütünden kopmuş bir kırıntı ama bütünden de bir parça nihayetinde hep terk edilmiş, bir sebepten ötürü ve kimi zaman terk etmeye inanmış inandığı her şey kadar yalan doğrularla hakikati özünde bulamadıkça yanılmış bu eşsiz azmin fevkalâde başarısızlığı şaşılacak ölçüde bir hayret! mütemadi bir hayrett! her zaman mükemmel sonuç vermez gayret olmuyorsa bir bildiği vardır hayatın, sabret ne kadar uğraşırsan kendi benliğine çarparak kırıkları parça parça toplayıp aklının ucundan kendinden başka kimse yok hatalarını tanıyan ne bir kalleşe lüzum var artık ne azılı bir düşmana imkan içinde çıkmak için deliren bir volkan sen hep hayatı tenhalarda arayan, soran bırak artık manzarayı seyret! söyle! bir serinlik gibi yalayıp tenini geçen neydi? boş odalardan karanlığa akan endişen miydi? hep kaldığı yerden başlayamayan.. koparıldığı yerde yeniden açan yalnızca kır çiçekleri miydi.. fulya/nisan2020 |
bak işte!
açmaya korkar oldu kır çiçekleri
ya bahar hiç başlamazsa bu bahar..
düşün sonbaharın bitmeyen kederini
tebrik ediyorum.