4
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1429
Okunma
her şey nasıl da mahvoldu
bak işte!
açmaya korkar oldu kır çiçekleri
ya bahar hiç başlamazsa bu bahar..
düşün sonbaharın bitmeyen kederini
doksan dokuz ihtimalden birinde öldüm
sayıyordum içimden, içimde gezinirken
bu da olmadı işte! bu da! diyordum
çok inançlıydım inanmazken bile
hayret bile etmiyordum, kin bile tutmuyordum
yaşantının simetrisini, açılarını bakışların ve iç daraltan acılarını
düzeltebileceğimi sanıyordum
perspektif olarak yaklaşıyordum darbelere
üç boyutlu umarsızlığımla, boş ver! diyordum
sırf geriye dönmemek için kaskatı bir inatla
sersefil, savrulurken yine dimdik ve aptalca
tuhaf bir gurur duyuyordum, yaptıklarından eminsiz
şehvete bulaşmış parmaklar gibi doyumsuz
aniden yabancı
görmediklerine ve gördüklerine bile
sanki bütünden kopmuş bir kırıntı ama bütünden de bir parça nihayetinde
hep terk edilmiş, bir sebepten ötürü
ve kimi zaman terk etmeye inanmış
inandığı her şey kadar yalan doğrularla
hakikati özünde bulamadıkça yanılmış
bu eşsiz azmin fevkalâde başarısızlığı
şaşılacak ölçüde bir hayret!
mütemadi bir hayrett!
her zaman mükemmel sonuç vermez gayret
olmuyorsa bir bildiği vardır hayatın, sabret
ne kadar uğraşırsan kendi benliğine çarparak
kırıkları parça parça toplayıp aklının ucundan
kendinden başka kimse yok hatalarını tanıyan
ne bir kalleşe lüzum var artık
ne azılı bir düşmana imkan
içinde çıkmak için deliren bir volkan
sen hep hayatı tenhalarda arayan, soran
bırak artık manzarayı seyret!
söyle!
bir serinlik gibi yalayıp tenini geçen neydi?
boş odalardan karanlığa akan endişen miydi?
hep kaldığı yerden başlayamayan..
koparıldığı yerde yeniden açan
yalnızca kır çiçekleri miydi..
fulya/nisan2020
5.0
100% (10)