Gelinciksakinim kendimi bitmeyen değişime mecbur kılarak ve gücümün güçsüzlüğüne katlanıyormuşçasına bir pervane gibi kendi etrafımda dönerek içimde ve dışımdaki çirkinliklere esasen çok biriktim, bana biraz sızıntı biraz veryansın, biraz cereyan, kırmızı gelincikler.. dünya ile aramızda buzdan dağlar, kutuplar ne kadar soğusa da içim ben yine de donmam bendeki hevesleri say say anlatamam hevesim olmazsa aşık bile olamam her şeye karşı içimde durdurulamaz bir merak karşı karşıya duruşum kendimle bir durak burnumun dikinde bir londra havası bendeki kibir bilmem neyin yankısı kimin neyine kiriş altında saklanan çocukluğum... bu iştahlı gurur kime vazife? ziyafet çekiyor öfkem üzerinize afiyetle süratli bültenler bile zorlamıyor artık kapımı toparlanıp gitmiyor bu ciğerimdeki ses bilimsel akademiler mezunları yaklaşın biraz sadece siz açıklayabilirsiniz bendeki tuhaflıkları hep sorgucu, her yargıcı yanlarımı kırmızı gelincikler diyorum ne istediğinizi bilmiyorum biraz antidepresanlı bakışlar umuyorum ne oldum delisi olanlara ithafen kendime iyi gelen kimlik sorguları biraz da hayret etmeyi bekliyorum belki sırtımı sıvazlamasını birilerinin ölüm evlerden ırak derken de halklarımız kardeştir diyorum yeter bölünmeyin ben hakkımı her zaman haktan isterim bildiklerimizin ağırlığıyla yaşamak güç kendi yok oluşumuzu izlemek gülünç cismi gibi ismi de provasız salınan sorumluluk almayan kent soyluları... bütün provokatörler ışıldarken beyefendiler küçük kahramanlıklarla yanılır hanımefendiler bacak bacak üstüne elim sende, gözüm sende, ruhum nerde konuşlanır? alnından öpüyorum şimdilerde bütün kederli gelinciklerin şiirlerin ve mitolojide yeri olmayan bütün gazellerin hayat bir müstezattır günleri günlere ilave mefülü mefülü failim iadesi, kaidesi çok bilinenli denklemin ben yoruldum seremonilerden sizin olsun ironik danslarınız ve gözümü doyurup gönlümü aç bırakan zaaflarınız istemem sizde kalsın o şehla bakışlarınız şah iken şahbaz olan açgözlü yalanlarınız bir deri bin histerik taraflarınız... dokununca solar kırmızı gelincikler çiçeğin zarafeti bilmem nerede ikamet eder ağrı içimde usulsüz ikrar kader müstehaktır, gayret karar ben sağa saparım, sabrım başını alıp gider ruhum etimi çürüten yaraları deşer su akar yolunu kaybeder beşer sizin günahlarınız hepimizi linç eder bir istikamet ararsan eğer allah var! adalet mutlak! bu kekeme dünyada bizi ancak ölüm bekler... bendeki tiksinti, sendeki ne? sen benim neyime muhtaçsın? ben senin neyine.. mayıs2018 |
Olsaydı şapkam;şimdi kafamda olmazdı. Dilerim yaygınlaşır şiirleriniz her yere yakışacağından eminim.