Sorulur...
İnanıyor ve ümid ediyorum ki
Gün geçtikçe gelişen bilim ve teknoloji Bugüne dek insanın sırtında ki yükü hafiflettiği gibi Gün gelecek, yüreğinde ki yükü de hafifletecektir. Şunu kabul etmemiz gerekir ki Düşünsel anlamda derine inildiği vakit Bu hayatın gelip geçici olduğu gibi Hüzün ve acılarımızda bir gün gelip geçecektir. Baş döndürücü zamanın içerisinde ki Depoladığımız anıların bizlere olan etkisi Bireysel yaşamımıza doğrudan etki ettiği gibi Toplumsal yaşamımıza da etki edecektir. Bunun içindir ki Her anımızı olabildiğince verimli geçirmemiz Hem kendi ruhumuzu hemde toplumsal ruhu Mâneviyatın sonsuz güzelliğine sevk edecektir. Öyle düşünüyorum ki Bu yoksul, yaralı ve ölümcül zamanların Gelecek nesillere bir ders olacağı gibi Bizlerde derslerde okunulan devrimciler olacağız. Hiçbir varlık yoktur ki Ne doğumuyla, ne yaşantısıyla ne de ölümüyle Şu hüzünlü ve hüsran çağdan, gelecek zamanlara Acısıyla, tatlısıyla, içinde büyük bir ders taşımasın! " Ey iştahla yığınları midesine indirmeyi hayâl eden Ey yerden, gökten bizlere durmadan zulmeden Ey bencil, hiç mi hiç doymak bilmeyen Gün gelir seninde hesabın sorulur!" Not : Özetle yaşadığımız her ânı verimli bir şekilde geçirmeyi, kendimizi geliştirerek ve birikimlerimizi sürekli aktarmayı anlatmaya çalıştım şiirde. Gökten ve yerden sebeplerle durmadan yıkan ve yapan sonra yeniden yıkan , ve hep böyle giden evrenin nihai yazgısına sitem ettim şiirde, bir tanrıya veya doğaya değil, bunu özellikle açıklamayı borç bilirim. Asıl amacım ise hayatını boş ve anlamsız şeylerle geçirenlere bir bildiri ve uyarı niyetinde bir kaç söz yazmaktı. Sadece kendi mutluluğu ve huzuru için çalışan kişilere bir nevi karaktersizliklerini yüzlerine vurmaktı niyetim. Ve geçen her ânın öneminin ciddiyetini belirtmekti elbette. Biraz Epikürcü olsada, olsun, Epikürosçuluk bir çok felsefe akımına göre iyidir. |