Bu Şehir
Bu Şehir
bir şehir doğuyor kalabalığa körpe bedenleri doyuran hem doğuya, hem batıya açılan eli kalem tutan alimin içselliğiyle ilk yetmelerine sabahın bir şehir doğuyor kalabalığa gün görmüş sakallı başucunda çingene esintili gökyüzünde çift başlı kartalı süzen edasıyla sözüm ona eskiyen sokağında acı kapanı çığlığı eşliğinde bir şehir doğuyor kalabalığa hüznü içiren yabani ellerde kepenk önüne izini bırakırcasına aşkı çağıran yüreğin serzenişi ve hesap yapan adımlarında bir şehir doğuyor kalabalığa sevda ekip, medrese büyütülen günlere doğduğun ve büyüttüğün masallarında ölüm güzellemesinde bıraktığın şiir kalemine diziyor sözlerini bir şehir doğuyor kalabalığa sabah güneşi konuyor soğuk eline sandığında sakladığın hediye beyaz gecelerinin karanlığında gün görmüş yalnızlığı yudumlayan ve de vazgeçilemeyen aşkında bir şehir doğuyor kalabalığa gözünü açan beden sıcaklığında şehr-i sultan ışıklarını söndürüp bir sevda daha gömüyor karanlığa bir şehir daha doğuyor yarına bir şehir daha doğuyor kalabalığa İlkay Coşkun 07.11.2010 |