Yozgat Şehrengizi
Yozgat Şehrengizi
Y. yanar toprağın ağustos sıcağında, üşütür bedeni çatısız damların kaç sevdayı eskitir, kaç gurbete düşürür aldığı suları vermeyen kuru pınarların sürgüne gönderir bin atlı yolunu alır, can evinden kovulur yüreğim eline aldığın bavul, ağıtlarımı kapına çağırır yüzyılların ihtiyarı, bozkırın tezenesi ve uzakların sesi O. otağı kurulu yanık türkülerimden gelir nefesin Orta Asya’dan beridir, yaylalarımda eser rüzgârın Sürmeli’nin yanık sesini en çok duyan benim tutsak edemedi Timur, binlerce yıllık özgürlüğünü sığmaz kollarına kelepçe, Boğazköy’ün neferi yeraltı şehrimden, yerüstüne ulaştır beni Z. Züleyha yüzlü kızları çağırır kanyonların sıcaklığımı alır götürür, son koyak Kazankaya aşk sorhoşu, Bozok yaylasından indirir geri Hisarbey’lim ne zaman düzlüğe çıkar yolun filize duran rızıklarım, gurbette kavrulur birer birer en çokta gönlümde, sararan başakların özlenir G. gün olur devran döner vuslata kavuşur can Büyük camiimden yükselen “iyi bilirdik” nidalarıyla tarihin ışıkları fenerin, saçılır kararan ruhuma bir çocuk daha doğar sensiz, Çapanoğlu kucağında nerde bir resim görsem, asırlarıma asır ekleyen Sarı/kayamda, friz motifleri bekleyen A. Alişar’dan, Nizamoğlu’na kaç güzeli gelin ettin Baş Çavuş’un, minberinde nasihatimdir benim sevdamı sır gibi sakladığım, yiğitlerin harman olduğu diyar gurbetten sılaya selamımı getiren güvercin kanadın var özgürsün, özgürlükse gidişin çınar gölgesinden tası tarağı toplamak, kaçmak değildir memleketinden T. tuk ki en derin uykusunda saat kulesindeki zaman bütün hemşerilerini başına toplamış şen şakrak şafağın bereketi üzerinde, en güzel rüyadan uyanmak gibi arzum o ki, şahlanmış şehrin toprağına gülsuyu serpilmesi Nida sesinde, bozlak türkülerinin Bozok’ta buluşması içimdeki bin atlının, yürek iklimine dönmesi İlkay Coşkun 24.06.2010 |
Kalemine Yüreğine Sağlık.
Selâm ve Duâ ile Sevgiler Saygılar