Mağara
Mağara
ateşten önce ayna vardı, bir iç ayna insanın mağaraya döneceği zamanda ava çıkarak beklettiği geri dönüşlerde tutsaklık ve yalnızlık kuytuluğundaydı suya bırakıp kendini, ölçüler müsaviydi hangi zamanda yaşadığımız bizim içimiz özgürlük esirliğine müptela mı olacağız? biraz nem, biraz küf ve ateş çemberinde hiçbir şeyin güneş gibi aşındırmayacağı duvarlara çizilen resimler bundan eğimli zamana şerh düşen yontucu taş zeminlerde gözlerde bent ellerinde yalnızlık soğuracak kendisine dönecek avcı gibi büyük avlağında herkes kendi mağarasının efendisi mi oysa insan çaresiz, olmayacak eğimdeyken gölge gül toplayıp gül dağıtmak dışarlıklı bir heves içerlikli nefes, binyılların ötesinden ses verir su’dan geliş ve suya dönüş rahatlatır böyle ne yapıp ne edip toplayıp bütün aydınlıkları ayağa kaldıracak acısına eyvallah diyebilmeli giz olup bütün karanlık ölümüne doyacak suya uzanacak yol, köşe bucak saklanacak dışımız belli, içimizdeki mağaralar bomboş nasihat sonrası eşik ve adımbaşı pürmelal güneşin sızacağı bir aralık elbet bulunacak İlkay Coşkun 24.04.2022 Şehir Defteri Dergisi yaz 2022, sayı 10 |
Şiir, şiir gibi olunca elbette okuyucusunu da buluor, beğenisini ve yorumunu da alıyor.
Şiir ve gönül sayfanızda emek verilmiş, duygu ve edebi edebi yönüyle, su gibi akıp giden güzel bir şiir okudum.
Okunması ve ilham alınması gereken güzel bir şiir kaleme almışsınız. Beğenerek, emeğinize ve sanatınıza saygı duyarak ilgiyle okudum.
Şiiri antolojimdeki seçkin şiirler arasına alıyorum.
Beğeni ve tam puanla emeğinizi selamlıyorum.
Kalemin duygulu ve vurgulu yönüyle, sanat ve edebi gücünü gözler önüne seren seçkin bir eser.
Tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim. Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun. Sevgi ve saygılarımla efendim.
Dr. İrfan Yılmaz. Bodrum.