Geç gelenden erken gideneYaşamak bütün tanıdık simalara inat yaşamak kör kuyularda güneşsiz itirazsız bir mahkeme salonunda hükmedilen cezalarla bir başına kalmak gibi hüzünlü üstelik sonucuna razı usturuplu bilgece ve zarif yaşamak altın çıkarırcasına dağlardan zor sınırlı bir sonsuzlukta ölümcül bir hastalık kim gelirse gidiyor hiç durmadan bütün manalarını çaldılar hayatımın eskiyen tenimin gülen yüzünü çocukluğumun gel gitler ile dolambaçlı yollarda kalan iri kırmızı topuklu ayakkabılarıyla çıldıran annemin çatlayan dudaklarından duymuştum aşkı hala kulaklarımda çınlar o nazenin sedası ‘’ Ey büt-i nev eda olmuşam müptela ‘’ ‘’ |