Sensiz Daha Çok Sevdim Bu Şehri"Sensizliğini sevdim bu şehrin...sessizliğini sevdim... sen terk ettikten sonra...daha çok sevdim bu şehri." ......................... boş parklarını daha çok seviyorum senden sonra bu şehrin çimenler rengini bükmüş giderek silinmiş yeşillerinden ağaçların güçü tükenmiş tutamamış yapraklarını düşerken yürüyorum... ayaklarımın altında çığlıklarıyla can veriyor bedenleri ben...hiç acımıyorum. ıssız sokaklari daha çok seviyorum senden sonra bu şehrin "İn", "Cin" ve "Ben" top oynuyoruz canlarını kırıyoruz camların paramparça ediyor gecenin sessizliğini çığlıkları ama...artık ağlamıyorum terminallerini daha cok seviyorum senden sonra bu şehrin sevdiğini yolcu edenlerin gözyaşlarıyla eğleniyorum çay kaşığının çay bardağını dövmesini dinliyorum en katran karası demi ile övünürken çay su girince içine delikanlılığının titremesiyle keyifleniyorum kimsesizliğine sarılmış bankta uyumaya çalışan birini görüyorum ama...üzerini örtmüyorum dedim ya sevgili sen terk ettikten sonra daha çok sevdim bu şehri ben benim gibi içten içe ölürken yalnız kalmadığım için seviyorum giderek bana benzemesini izleyip sensizliğin acısıyla sessizleşiyorum (Bu arada hani beraber oturduğumuz o bank var ya, artık kimseyle paylaşmıyorum çünkü koparıp attım kökünden.) |
bizim köyde bu şiirin özetine "gittiğin uzağım lanet olası" derler...