Șirin'eAteşe ç’ağrı ne çok kesiğim, can kesiği, sana kesik ne farkeder bıçak ağzında parmak uçlarım babamın gözlerinde yansıyan elmas annemin göğsüne bastığı yaralı maral gel, kesilmedi kırmızıyla göbek bağım İsmail’in kıldan ince boynu aramızda yol sen, aşkla dokunan şirin lehçem gel, karıncalar kadar su taşımadık daha ateşe sude nur haylazca |
su olayım eğileyim göğüne, evrileyim ömrüne...