Seyr
Ellerim kahve
Gözlerim Seyyahın çatı arası basamağını kırar gibi Bir dizi kuyu ezgisinin su öykülerinde Eritir yağmuru görür, ezbere bildiği her şey Her şey, hiç şey. Ölü alacakaranlık, Bilmem kaçıncı mevsim, kaçıncı senfoni Ağır duanın dudaklarıyla kendi yüzünü çizen seyr Bakar göğe inler Kar mı yağıyor yoksa avlulara Avlular ki küle gizlenmiş seyyahın elleri. / Erguvani açan bir bahçe değil. Bordo Kapıyı çalan ağacın gölgesi Kuzeyde acısını yansıtan sessizlik Oda boş Göğsüm. Bir kırıklık Kuşlar önceden gitmişlerdi ya Olsun Yol kenarına sızan sarnıçlar var Olsun. |