söz verdim kendime- bu aylarda türkülerden başka hiçbir şey sürmeyeceğim ağzıma sevdiğimden kalan giz, ıslak sesli kız salacağım hüznümü nasibine rastgele hangi ağa takılırsa tutanın şansına el kapılarında olmayacak ya- rezil rüsva
bir fincan kahve; ada bakışlı endamında az şekerli kocaman mavilikde yandan kesişecek bıçak sırtında sevişmeler- gözlerinde suya durgun o ses
katli vacip bu gecenin telefon şamandıralarında cızırtılı- son söz
" konuşabilir, gülebilir, sigara içebilirsiniz ve "hatta" türkü de söylebilirsiniz" uzun olacak mı şimdi gemilerin direği?
ellerini açacak yağmurdan çocuk bulut toplayacak sokaklardan gitar konçertolarında lazutlar
son çok sesli koro - ölümle randevusunu selamlamakta olsa da ne yana baksam o kadın sesine sevda akmakta
tam da şurda o güzel hava/ sıcak içimizde karanlık hayat ve kainat ağlardan kurtulan balığın dostluğuna- merhaba
kırık ülkemin kan bohçalayan aç soluğu suyuna sevdalı öksüz tohumu- kırlangıç kanatlarına saçak güvertesinde güneşlenen mülteci düşü yağmur ceketlerinde haziran güneşi- ıslanmakta
aşk sevdiğimi söylemek için, hazır değil- oysa sana; o’nu anlatacaktım...
oltaya takılmış balık yavrusu gibi titrek- takıntıda yürek depreme ne hacet şarap paramız kadar kıdemli bir yaş daha geriye dönecekti saat eskici terimizde satacaktı kederini
demli/k çay, köşeli bardak, kristal yansıması burjuva nutuklarında sofrası umut kayıntısı içme dese ekonomik darboğaz yutkunması üç temmuz yangınlarında sokak, yobaz zaman bozması çernobil faciası, insanlık manzarası- haziran bu
karanfil dokunaklı şiirler geçecek mor kuşaklı, dokuz uşaklı karadeniz takasından mustafa suphi’ lerden sonra nazım sözün bittiği yerde susmaktayım be kazım!
sığmadı mı yüreğine dünya- yoksa göründüğü gibi mi?
dokunsan tenime; mavi kanatlı bir kuş uçmaktayım yokluk, kış, kıyamet o sen toprak- daralmaktayım
on beşinde kız, yirmi beşinde kadın, otuz üçünde yokluğu sarhoş şarap sızısında başımın ağrısı şurasında yüreğimin deli/veren ishak kuşunun sabahcı sancısı
gündönümü yakınlarından geçiyor açlık ve serap terkedildiğim kentler gibi yüzüm şehri terkeden isyanın sus yuvalarında türküsü çam dallarında kestane karası güneşin tırnakları- acıtma
sessizliği paylaş benimle- zamanıdır umman üzre sunak bir dam-hepsi bu alacağın olsun
bu vakitlerde ateş tanrısı sevişirken etine dolgun balıklarla deniz kızlarının rahminden doğacak güneş ne olmak istiyorsan onu olacaksın " heyamola"
maviden umut kesmeyen şiirler fotoğraf:İzmit körfezi/ ereğli’de gün batımı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HAZİRAN YOLCULARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAZİRAN YOLCULARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
söz verdim kendime- bu aylarda türkülerden başka hiçbir şey sürmeyeceğim ağzıma sevdiğimden kalan giz, ıslak sesli kız salacağım hüznümü nasibine rastgele hangi ağa takılırsa tutanın şansına el kapılarında olmayacak ya- rezil rüsva BU GÜZEL DİZELERİ YAZAN YÜREĞİ KUTLUYORUM.SEVGİYLE KALINIZ..
güzel çalısma.. eline saglık.. ama sunumda kullanılan fon rengi mavi.. sanki siyah olsa daha göze hos gelecek.. font ta da bolt secim.. kalabalık göstermiş.. ama..
demli/k çay, köşeli bardak, kristal yansıması burjuva nutuklarında sofrası umut kayıntısı içme dese ekonomik darboğaz yutkunması üç temmuz yangınlarında sokak, yobaz zaman bozması çernobil faciası, insanlık manzarası- haziran bu
çok değişik bir tad verdi..... kutluyorum yüreğinizi....
seçkiyi fazlasıyla hakketmiş bir şiirdi.şiir'de akıcılık önemlidir böylesine uzun olup sonuna kadar okutabilmesi önemlidir.en azından şairin kendi şiirini yorumlamasıyla okuyucunun yorumlaması asla aynı olmaz,ve şair ustalığını gösterip okuyucuyu kendi yorumuyla okutabilirse'ki ben bu şiirde böyle olduğuna inanıyorum amacına ulaşmış demektir.kutlarım,saygılarımla
vira bismillah; hadi be denizin çocuğu vur yüzünü rüzgarlara en koyu fırtınalarda kaç pupa yelken düştüde sen döndün bu kıyılara hangi vurgun vururda bir KAZIM yokluğu kadar cana kıyar/yakar.
sal gözlerinin mavisini be ``heyamola`` hangi sevdalı martı dokunur kanatlarıyla onun sesi yankılanmıyorsa kamaranda
ah be reis
en derin/karanlık suları susturmaz şu onsuzluğun dalgalarını
dokunsan tenime; mavi kanatlı bir kuş uçmaktayım yokluk, kış, kıyamet o sen toprak- daralmaktayım
Usta kızma ama ben takıldım kaldım buraya.Düşmüştüm zaten hazirana tam da 21'ine,solstisim uzun zamandır.Yılları saymayı bile geride bıraktım.Ama gel gör ki,mavi kanatlı kuş...
Tebrik etmek yetmez biliyorum.Lakin affınıza sığınarak tebrik etmek istiyorum...
türküler yanık türküler ağıt kan kırmızı karanfiller açmış şiirin bağrında sancılı yolculuktu Karadenizin saklısı Mustafa Suphi 'lerden haziran da ölümsüzleşen Nazım'a
yağmurlar yağmış üzerimize radyasyonlu anı olmuş karadenizde batan gülüşüyle Kazım Koyuncu
isi silinmeyen utancı silinmeyen üç temmuza zulüm şehri Sivas a
uzun bir yolculuktu yüreği kanata kanata karanfil kokusu belleklerde kalacak günümün yarınımın şiiriydi
unutmayan unutturmayan yüreğinle sağol varol dost yürek siyah kurdele takılı anılarda ... saygıyla sevgiyle hep
gülenaz tarafından 6/23/2008 10:25:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
bu vakitlerde ateş tanrısı sevişirken etine dolgun balıklarla deniz kızlarının rahminden doğacak güneş ne olmak istiyorsan onu olacaksın " heyamola" ........................................................
E hani bu şiirin mavi kurdelası ???
Hep sen sorarsın dost bu soruyu...çünkü mavidir isyanın da şiirlerin gibi..ve asidir..ve geçmiştir/ gelecektir ..bugündür / aşktır..sorgulanası yarınlardır !
ve...ŞİİR dir !
Bir "ezop" şiirlerinde alıyorum bu farkındalığın lezzetini birde senin...
Ne mutlu bana ki sizler gibi yaza-BİLEN-lerin şiirlerini okuma şansım var...
TEŞEKKÜRLER;
ŞİİR adına EDEBİYAT adına YÜREĞİM, RUHUM ve KULAKLARIM adına !
Uzun ama, tek solukluk sürükleyen Çok temalı ama tek kopuksuz ŞİİR ama...gene de ŞİİR !
Sosyal içerikli ve her dizesi özgün,üslûbu yoğun,etkileyici bir şiirdi... Dert değmesin yüreğinize... Ancak bazı önemli imlâ hatalarınız var;affınıza sığınarak belirtmeden geçemeyeceğim:
1)rasgele değil;''rastgele'', 2)hiç birşey değil;''hiçbir şey'', 3)mavilikde değil;''mavilikte'', 4)hat da değil;''hatta'' 5)sabahcı değil,''sabahçı'', 6)teredildiğim değil;''terk edildiğim'', 7)Ve tüm özel isimlerin baş harfi büyük olmalı...
Sizinle aynı yöne bakan biri olarak zvkle takibinizdeyim... Sonsuz hayranlığım ve tebriklerimle...
teşekkürler dost bu sadece emeğim benim. şiirde kurallarımı kendimce belirlerim tabiiki absurdluğa kaçmadan. bir aydır çalışıyorum bu şiirde gün gün dize düşürdüm. çoğu zamankafamdangeçenleri bir sonra unutsam bile bu şiirde unutmadım. aslında rastgele yede açıklmayapacaktım amadüzeltmeyi tercih ettim. çünkü dostların şiirime eleştiri babında koydukları katkı başım gözüm üstünedir. bizdenizden beslenenler rastgele olarak kullanmayız bu söz<cüğü rasgele olarak kulanırız. müfredatlarda da fazla takıntı olmak ve kuralcı olmakşiirde o kadarda yakışık durmuyor kanımca... alçak gönüllü eleştirilerinizden dolayı tekrar teşekkürler.
Sevgili Umutca; Beni yanlış anlamanızdan imtinâ ederek,biraz da bu yüzden içim buruk belirtmiştim o düzeltmeleri... Elbette ki tercih sizindir;kendi tarzınızda ifade edersiniz kendinizi... Takdir edersiniz ki;biz Türkçe-Edebiyat öğretmenleri bu konuda ketum ve kuralcıyız.. Sadece dostça ve şiir adına alınız lütfen sözlerimi... Aksini aklınıza bile getirmeyiniz...
Bu vesile ile haklı yerinde salınarak seçkiyi göğsüne takmış dizelerinizi tekrar tebrik ederim... Sevgi ve saygımla... Hep...
sevgili dost uyarılarınız için teşekkür bir kısmını düzeltme gereği duydum. ama bir kısmını duymadım. kusuruma bakmayın olurmu açıklamasına gelince hatda csözcüğünü çit anlam kazandırmak istedim gerekçeside 1 konuşma hattı olarak diğeride şart edatı olarak d ilet arasında bayağı bocaladım yazarken çünkü hat da ve hatta arasında nüansfarkını yakalamak için . bu vesile ile açmış olayım . bu dizeler 4 nisan 1953da nara burnunda naboland şilebine çarparak batan dumlupınar denşizaltısında ölen 81 askere ithaf edilmiştirbir radyuoyu dinlerken kulağıma düşmüştü dizeler esin ordandı vew buyüzden tırnak içine aldım. mavi ve deniz çoşku sevdiği kadar hüzünüde sever bilesin istedim. de te cı çı ulamalarına gelince çoğuzamankarşı dsurduğum bir olaydır bu kurallar sabahcı (çı) mavilikde (te) imla kullanumöı olarak doğrusubu belki ama cı eki banadaha estetik geliyor ses açısından. ben şiire vurgu yapan ama aynı zamanda naif bir incelik yükleyen ses düşmelerini benimsiyorum tabiiki bu tartışılabilir te de yine aynı mavi diyorum di,kkat erderseniz ona onlarca olguyüklüyorum sevgi aşk emek özgürlük sevda insan hayat ve dahası , bu formatda bir açılım yaparken te eki,yle maviyi kalınlaştırmam sözcüğü ne derce doğru olur bilmiyorm ama o benim sevdiğim ve te ekiyle kabalaştırmak istemiyorum. özel isimlerdeki büyük harflere gelince bu şiirde bağımsızdır dost şiir özgürdür alabildiğince. nasıl başlarsanızformat odur o şekilde gidersiniz . ki sizin deyişinizxle dize başlarınadabüyük harf getirmem gerekecek yani imla kurallarına sıkı sıkıya bağımlılık bence dost bu olmaması gereken dedimnya şiir özgürdür anlık duygu seli değildir eğer öyle olsaydı şiir olmazdı zaten. sevgimle kal her daim mavilerde
mavi yürekli insanlara adanmış bu şiir okundukça sarhoş eder adamı devirmeye gerek kalmadan 70 liği hoş yolcusu gelen gideni çoktur haziranın. Haziran haziran olmaktan memnun... ve bu şiir ağlardan kurtulan balığın dostluğu gibi samimi sıcak ve sağlam...
senin sayende bir kez daha iyi yolculuklar haziran yolcularına...
göründüğü gibi mi?
sizinde yüreğinize sığmamış dünya ve şiir olup dökülmüş kutlamak ne kelime yürekten mısralara