Yaşlı Çocukluğum
Şu, gözlerinden hüzün yüklü, uzun vagonlu trenler geçen kadın var ya,
o benim annemdir! … … Anne! Bugün Pazartesi, aylardan Temmuz Çocukluğuma uğradım biraz, ayaküstü Yorgun ve yaşlı çocukluğuma… Kireci sönük, çatlamış bir duvara yasladım sırtımı Elimi elime kelepçeledim Ve kapandım dizlerime… Dilimin ucuna bir acı kondu Bir soğuk rüzgâr esti Gözlerim dondu Uzun uzun sustum içime, Sonra, kuru bir gül yaprağı gibi kırıldım Küstüm içime!… Hatırlıyorum anne! Yaramaz bir çocuktum Üstüm, başım toz, toprak, çamur gelirdim eve Bana her kızdığında, dudağım darağacına asılırdı Umudumun boynu devrilirdi Bütün renkler solardı bir çiçeğin yapraklarında Kuşlar hapsi boylardı yargısız, Savunmasız… Sonra kıyamaz, beni affederdin Ben; Kirli yüzümü Su içirdiğim, yağmur yüklü bulutlara sürdüğümde anladım ilk defa Mutluluğun ne demek olduğunu Ve güneş öptüğünde yaralı dizlerimi Ve koşup korkulardan, şefkatine sığındığımda Ve sen saçlarımı okşadığında Anne!… Geceleri ıslak olurdu gökyüzü Ecel teri dökerdi ay, Yıldızlar ağlamaklı… Bir papatya ölüsü kokardı odam Dudağımın kıyısında kopardı kıyamet… Yüreğim darmadağın olurdu Kimse toplayamazdı… İçimde kalabalık yalnızlıklar büyürdü, Ruhum bir bıçak sırtında uyurdu Dilsiz bir ağrı koşardı yüzüme Yüzüm soğurdu Kırlangıçlar göçerdi gözlerimden Hangi düşün yüzüne baksam paramparça olurdu Bir gün öyle çok mutsuzdum ki, Gittim bir taziye çadırı kurdum kendime Geldim, gittim binlerce kere Doyasıya ağladım, Gözlerim kurudukça suladım Binlerce kere okşadım saçımı Binlerce kere dualar okudum Teselli ettim kendimi, Kırılan heveslerimi yan yana koyup sevdim… Ve başım sağ oldu binlerce kere… Bugün Pazartesi, aylardan Temmuz Çocukluğuma uğradım biraz, ayaküstü Yorgun ve yaşlı çocukluğuma… Çocukluğum anne çocukluğum, Yaşayamadığım o diğer yarım Ahh anne ah, Üzülme! Üzülme Anne, şimdi çok bahtiyarım… 01.07.2019 S.U. Serkan Uçar |