Saat Kaç Serdar Abi?
Bisikletinin tekeri yırtılmış,
Bilyeleri kaybolmuş, Topu patlamış bir çocuk dudağıyım şimdi, Hiç kimsenin uğramadığı bir otobüs durağıyım, Ot basmış, Demirleri paslı, Camları kirli… Ve bir kırık aynayım Çerçevesi eskiciye yok pahaya satılmış Köhne bir evde, sadece traş vakitleri hatırı sayılan Diğer zamanlarda öylece ortalığa yayılan… Bilmem, hangi kuşun yuvasını bozup, ahını aldım Hangi gülü ayırdım bülbülünden, Hangi papatyanın yoldum yapraklarını, Kundaktaki kaç bebenin uykusunu kör bir bıçakla böldüm, Hangi güneşi doğarken öldürdüm!… … Sahi saat kaç Serdar abi? … … Yerini yadırgayan şaşkın bitki gibi Bir hüzünlü bahçeden, bir başka hüzünlü bahçeye taşınıyorum durmadan Eksile eksile… Yağmur düşmez tenime, Tenim solgun, Sıska… Yalnızlık kaç hece bilir misin? Peki, kaç gece bilir misin!? … Gözlerimde, Bir mahalle bekçisi uzun nöbetler tutuyor, Pencere önünde bir kadın çocukluğunu unutuyor, Bir bebek ağlamaktan çatlayarak ölüyor, Sokak lambaları sönüyor gözlerimde… Dağ sırtını dönüyor umuduma Deniz görmezden geliyor düşümü Yüz kızartıcı bir suçmuşum gibi Bir ceviz ağacının en çelimsiz dalıyım Yel değse üşüyor, kırılıyorum Umudum çok ağrıyor Serdar abi… Limanıyım gam yüklü gemilerin Uçurtmalar kırılıyor göğümde Uçurumlar çıkıyor yöneldiğim her yerde Açıp kollarını sarılmak istiyorlar Yüzümden bir şiir düşüp yaralanıyor her keresinde, Kimi, ambulansa yetişemeden can veriyor, Her keresinde ben kaybıyım Serdar abi… … Sahi saat kaç Serdar abi?... … … 09.07.2019 S.U. Serkan Uçar |
Bilmem, hangi kuşun yuvasını bozup, ahını aldım
Hangi gülü ayırdım bülbülünden,
Hangi papatyanın yoldum yapraklarını,
Kundaktaki kaç bebenin uykusunu kör bir bıçakla böldüm,
Hangi güneşi doğarken öldürdüm!…
…
Sahi saat kaç Serdar abi
Güzel bir şiir okudum. Şairimi kutluyorum.