Mala te Ava
Bir yumruk otlu peynirde buluşsak
Lavaşın samimi sıcaklığında... Burnumuzun direği kırılsa tereyağı kokusundan Bir dengbej’in klam’ıyla yankılansa dağlar, Ovalar... Kireçsiz, kerpiç duvarlı bir damda Bir parça güneş gülümsese camda Sırtımızı bir mindere dayasak Olmasa günah, Olmasa yasak... Altımızda işveli, bolca kırmızılı bir Kürt kilimi Yüzümüz Ahmedê Xani’ye dönük Kulaklarımızda, çoban kavalından bir uzun hava Ahh Keke Faruk mala te ava! Bir dere aksa tepelerden, İçimize doğru Erise karlar, buzlar Kuşlar kanat çırpsa dallarımızda Bizimle meleşse körpe kuzular Gözlerimizde yıldız parıltısı Yüzümüze koşup gelse gökyüzü Dilimizde delikanlı, alnı açık bir dava Ahh Keke Faruk Mala te ava! Ve unuttursa içimizdeki dağı Ağrı Dağı İyileştirse gönüldeki yarayı İshak Paşa sarayı Koşup gelse çocuklar, Ellerinde gelincik çiçekleri Laleler, Papatyalar... Yüzleri yarınlar kadar apaydın Yaşamak kadar umutlu Bir anne kadar mutlu Çocuklar Hepsinin ruhunda Demirci Kawa Ahh Keke Faruk Mala te ava! Dostum Faruk’a sevgilerimle 28.09.2024 S.U. Serkan Uçar |