Gölde Damla

bütün amacımız
ilkokulu bitirmekti
bir de yedi katlı gofreti
çokça yiyebilmek

sen koyunları güderdin
bense kuzu çobanı
çocukluk böyle bir şeydi

defter kenarlarını süslemeyi
ilk senden öğrendim

ufuklara çizdiğim ilk dağlar
uzak uzak gurbet illeriydi
yaşarken çektiğimiz dert miydi?

şehri ilk kez senle gördüm
lokantaları, yamalıklı yolları
tren ve çok katlı evleri

pazar ve panayır gönlümüzde
bizce vuslat gibiydi

belki bu yüzden
gurbetçi kardeşlerimden öğrendiğim
Almanya ve Fransa ülkeleriydi

uzak uzak gurbet demiştik
hayalimde olmayan Paris misal
İstanbul’dan beriydi

sılada gurbeti bulduğumuz ses
çok alıp az verdiğimiz nefes
koca bir kafes
çok az hayat gibiydi

Evliya Çelebi gezginliğinden uzak
yatıp kalkıp dinlediğim can kafes
yoksa ’sonu iyi gelen kul’ mu demeliydim?

İlkay Coşkun
07.01.2019