MİRAÇ KANDİLİ
Resûl-u Zîşan’ın, gözünün nûru
Namaz farz kılındı, Mîraç Gecesi. Cibril-i Emin’le, Arşın/Sidre’nin Kapısı açıldı Mîraç Gecesi. Dâvete gitmişti, herkesi dine Taşla yaralandı; ayakla, sîne Başta Taif halkı, küfrün kalbine Korkular salındı, Mîraç Gecesi. Kâinât dürüldü, ner’de o iller İsra karşısında, tutuldu diller Mekke müşrikleri, Ebu Cehiller Kahrından yolundu, Mîraç Gecesi. Öyle bir makam ki, ancak O çıkar Bir adım ötesi, herşeyi yakar Uhrevî bir gözle, Cemâl’e bakar Hakk/bâtıl bilindi, Mîraç Gecesi. Yolculuk ânında, çekmedi ezâ Refref’le aşıldı, yedi kat fezâ (*) Mekân devre dışı, zaman hâkezâ Gidildi/gelindi, Mîraç Gecesi... Hanifi KARA (*) Önce Burak. sonra Refref... Not: Tüm şiir ve gönül dostlarının Mîraç Kandili’ni tebrik eder, daha nice kandiller dilerim... YAZIKLAR OLSUN Dost ile düşmanı, ayırt etmeyen İstanbul halkına, yazıklar olsun. Yapılan hizmetin, kadrin bilmeyen İstanbul halkına, yazıklar olsun. Sizce hayat bu mu, sâdece ye, iç? Sevindi bu hâle, hem dış hem de iç Bin Ali YILDIRIM, dışlanır mı hiç? İstanbul halkına, yazıklar olsun. Seçimi yöneten, gizli bir eldi Sizin bu tavrınız, bağrımı deldi Onca hizmetleri, görmezden geldi İstanbul halkına, yazıklar olsun. Diri şöyle dursun, ölüler ağlar Yapılan bu zulme, dayanmaz dağlar Denizin altından, boğazı bağlar İstanbul halkına, yazıklar olsun. Hak’tan gayrısına, o tapmadı ki TERÖR’e bulaşıp, hiç sapmadı ki Siz söyleyin beyler, ne yapmadı ki?! İstanbul halkına, yazıklar olsun…!!!(*) 02/04/’19 Hanifi KARA (*) Bir “oy”u esirgeyenlere… |