seni düşünmüyorum daha
seni düşünmüyorum artık
bu bir ültimatomdur verilmiş bir resttir çekilmiş benden sana bir gemiydin battın gözümün kara sularına aklıma bile gelmiyorsun, adın neydi sahi, hatırlamıyorum gözlerin hangi renkti, sesin nasıldı ellerin ince miydi bilmiyorum ne kadar görüşemedik hep bir bahanen oldu sevmeye hiç bu kadar mazeret üretmedin uzak durmayı istedin, soğuk kalmayı belki de sesimi duymayı istemedin, yüzümü görmeyi… seni düşünmüyorum artık göğe bakmıyorum turgutça dağı kazmıyorum ferhatça çölü aşmıyorum mecnunca hasretinden prangalar da eskitmiyorum ahmet arifçe nazımca sevmiyorum seni daha seni düşünmüyorum artık en sevdiğin makarnayı mesela merak etmiyorum daha en sevdiğin tatlıyı, içtiğin çayı ne yaptığını, nerede olduğunu , kimlerle konuştuğunu artık düşünmüyorum seni düştüm kendimden ne kadar umurundayım allah bilir maaş gününde borcunu ödeyen bir memur gibi tertemiz bir sayfa açtım kendime sensiz olamazdım bir an bile nefessiz kalır zannederdim kendimi seni görmek için bahaneler üretirdim sesini duymak için seni arardım evinin önünde geçerdim habersizce bir hazan mevsiminde sararmış yaprak olur düşerdim ayakların altına seni görebilme ihtimali dahi mutlu ederdi beni bu şehirde yaşadığın fikri aynı havayı soluduğumuz zikri… en bahtiyarı ben olurdum bu dünyanın nasıl da küçük şeylerle avutmuş mutlu olmuşum meğer haberin var mı benden seni düşünmüyorum artık en sevdiğin çiçeği, en sevdiğin şarkıyı sahi hakikat miydin sen yoksa hayal miydin ne hazin bir aşkmış benimkisi peşinde koşmuşum deli gibi içinde olmadığım bir kalbin fikri bile olamadığım bir aklın ardından sürüklenmişim safça ve masumca sevmişim olmayacak bir duaya amin demişim seni düşünmüyorum artık bu şiirimi yazılmamış say. |