Her Şey Aslına Çeker
Vaktiyle miralaya bir Arap tayı gelir
Yahudi bezirgandan bayramlık hediyedir. İşinin erbabını vazifeye çağırtır: ’Kartlaşır, gem vurulmaz Bu atarlı beygirin, terbiye zamanıdır.’’ Biçare emir kulu, nal keser, dua okur Mola vaktinde talim, talim vakti koşturur. Paşa mahiyetiyle sık sık haraya uğrar İnsan tez ıslah olmaz Merakla doru tayın gidişatını sorar: ‘’İzzetlüm, Ilgazların yeliyle yarışıyor Lakin sığır huyu var, diliyle kaşınıyor.’’ Fikri yadırgayanlar, maruzata hak verir Körpe iken doruya sığır emzirilmiştir. Seyisin nevalesi, erzağı artırılır Avucu lira görmez Şu kethüdaya dair numune bulmalıdır: ’İzzetlüm yordam bilmez, hep la-kayıt oturur Ya naturası abes, ya asi çocuğudur.’’ Mazlumun her tespiti, artık ibraz edilir Vilayet eşrafının musahip kişisidir. Kimisi hisse kapar, kimileri feyiz alır Paşa itibar etmez Müstakbel karısının şeceresi kayıptır: İzzetlüm her kapıdan büzülerek çıkıyor Çadırda büyütülmüş, çengi kızıyım, diyor.’ Zat-ı şahaneleri, pek bozuntuya vermez Erzakını artırır, arkasını dönemez. Kıdemli dostlarından, kendinden kuşkulanır Tedbirsiz rüya görmez Acaba hangi huyu, baba yadigarıdır? ’İzzetlüm, sadrazamın kucağına doğmuşsun Tavrına bakılırsa bir aş pazın oğlusun.’’ Paşa ihtiyatlıdır, öfkesini dizginler Aile efradından makul bir izah ister. Güngörmüş validesi suçunun esiridir. İthamlardan yerinmez Son nefesinden evvel, sırrını ele verir: ’Şüpheyle yaşayanlar, gerçeğe boyun büker Kainatın kanunu; her şey aslına çeker.’ Ömer Çelik |