SırâtŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Tozu alınmış eski şiirlerden. . .
...
Kaç rengi vardır sessizliğin Susma!..Şu ateşe konuşmayı öğreten dağ aşkına! Kimdir dilini kanatan Kimdir yüreğindeki cevhere pası tutturan Eriyen bir melâlin Zehirli sularında mâzinin Aldatılan çeşmesinde damla damla eksiliyorsun Uzakta bir vaha yüzün Yüzünde hüzün Kara tahtaya çizilen güneşin yılgınlığı altında unutulmuş mevsimler Kızgınlığı altında kurutulmuş çiçekler Aroması delinmiştir gülücük dağıtan sözcüklerin Demirsiz parmaklıklar ardında Kaç kez yasını tutar geceler Tutuklusun! Simsiyah bekleyişlerin iğne deliğinden saraylara Z’Ahmetsiz yol mu geçer Her sabah...ama her sabah İhtiyar bir solukla uyanıyorsun Çizgisi daralan rüyâlardan kaç kez Züleyhâ geçer Bir devir ki; Güzellik,saltanatın ölümsüz sanılan takısı Yanılmışız! Şu geceleri mest eden dolunay aşkına! Rahmet rahmet inen Gül aşkına! Yakama bir tutam şan getir Hançer şırıltısı yayılmadan sarnıçlara Yetiş makamından zavallı imdadıma sıcacık bir an getir Bulanmadan yalnızlığım, Renk vermiş yaprağın gazelleşen saçlarına Koptuğumuz dallardan içine düştüğümüz korkulardan Kaç kez Hızır geçer Monoton kekemeler ağında say say bitmiyor Tek bir adı vardır, günlerden yine zehir Nasıl kin tutsun takvimler Prangaya vurma bakışlarını, zaten ölüdür şehir Yüzüne onca bahar çiselesen Bir eylüldür değişmeyen Yanılgıya çeker gökleri Sağnak sağnak üstümüzden taş tüşer Birer birer gömülür ışıklar Ol emrine divâne! Kubbelerden yayılan toprak ç’ağrılı nidalarım var Ölmeliyim! Zindanımı kendi ellerimle seçmişim Nasıl kin tutsun korkuluklar, nasıl kin tutsun duvarlar Can kokusu gelmiyor harabelerden Migrenli yollara ömrümü pâre pâre sermişim Rutinsiz sararmalardan geçmişim Nasıl kin tutsun tırpanlar Bir cezir ki; Şaşırmışlar için o ne şiddetli ızdıraptır yeri göğü inleten Kan tutar denizleri Doğrulmalıydık, uyanmalıydık boğulduğumuz sulardan İntizarlı bir hicranın uykusundan Ki âsâsız yarılan göğsümüzden kaç kez Musa geçer Çoktan kaybolup gittiler İnşirah hesabına kaydedilen zümrüt desenli vakitler İnleyen şarkılar mıdır, yoksa isyan mı çıkardı baykuşlar İskelelerde mavi kan Alaycı bir kibirle uçuşur martılar Vakit tamam !!! Tek’bir öksürüğünde boğulacak yeryüzü Hazırolda bulutlar! Yeniden uyanmak için kopmak üzeredir kıyamet Sabırsızdır ipliğinde sallanan fırtına Biliyorum, alabora olacak çırpınışlar Nasıl kin tutsun dalgalar Hazırlıksız! Her şeye rağmen binilecektir gemiye Geçilecektir de aklımızdan kaç kez tufan geçer Modası geçmiş tövbelerde alarm çığlıkları Bu ne hazin bir çöküş, bu ne hazin bir defindir Ah bir bilsen! Huşu ile soluduğun gök ne serindir Gidiyorsun! Sanma ki öksüz kalmıştır havariler Kendi elimizle kurduğumuz makinalardan nice ölümler geçer Nasıl kin tutsun Azrail Emanettir, eninde sonunda uçacak hayatımızdan Bu sevda bir gün göçer de aklımızdan Kaç kez İsa geçer --- rb -seçki kuruluna teşekkürlerimle- |