Gecenin Talihsiz Kuşları
çarçabuk bir şey söyledi
döndü arkasını gitti sırtında çürümüş bir mont son bakış rüzgarın yanıma getirdiği sokakların gürültüsü bir köşeye sokulup uyumak istiyordum ne haber gök gök falan beyaz atkılı uçan çocuk taşlar dizi dizi konsolosluğa doğru hatırladınız mı burası sizin de merak ettiğiniz gibi denizin üstünde bir yer her insan hayatında en az bir defa bu yoldan geçer sevgim azalarak ışıklarını zikretti mezarlar ağustos akşamında coşuyor ziyaretçilerine kuyuya düşmüş bir taşı bulmaları için yalvarıyordu büyücünün çocuğu süpürgesini yere vurarak bu oyunun dışına çıkmak istediyse de ilgililer kokunun ardına düşüp birden bire arzularımızdan daha çok oldular köpek frizbiyi kapıp sahibine döndü dindi ise eğer yağmur hatırlatırım size geçmişi binlerce şeyi tutup kaçırdığım o sonsuzluğun içinde silinip hiçliğe varan kıyılar uçuruyordu yüreğime gecenin talihsiz kuşları. |