ŞAVK DUVARININ FONUNDA AŞK ÇİSELERBaşakların saçlarını tarayan esmer tenli yelin ak perçemi, Al yanaklı gelinciklerin tomurcuklarından buse alır. Papatyaların aklaşmış göz ışıklarına doluşan saadet özlemi, Kekik kokularının kadehlerinde çalkalanıp edipçe aşıklanır. Mayalanan sevdanın uyarlanan kalp atışlarındaki ece’mi, Çifte kumrular kursağında cilalanıp kalaylanarak korlanır. Aşk filizleri sevda haritasında çiçeklenir, göz göz nurlanır. Ruhların cilve derinliğinin tepeler zirvesindeki şık tangosu, Ve ekin tarlalarının ufuklarla kaynaştığı dorukta aşk egosu. Yüreklerin gıdası; yürekçe öpülmenin ve sevilmenin logosu, Ve bakıştıkça duygulaşan tedarikli tatlılaşmışlığın lilla tonlu sosu. Şairimsi menekşelerin gözlerinde uçuşan meltemden coşkusu, Ve bitip tükenmeyecek koyun koyunalığın evrensel baharlı fiskosu. İnsanın hasını gönlün ustasını sezen sezgin safkan, Ve koklaşan duygulara hasır seren gün ışılı duygucan insan. Sultanîyegâh makamının yükselen perdesindeki durukan, Ve umur ağacından sevgi devşiren cimcime sultan. Tutam tutam yıldız saçıp sevda toplayan şahsenem can. Aşk; gönül dağımda efil efil saadet başağı, Dudak kıvrımlarının gizinde konuşlanmış söz ağı. Aşk; can tasımda civanlanmış fanuslu çırağı, Göz uçlarının teğetimsi nazarında şah çağı. Tık tık ayak sesleri kırlangıç süzülmüşlüğünde mutluluk muştular, Dolanır bütün hücrelerimde sevgi oksijenli kandan sancaktar. Bütün günler canbağlar ve düş güllerine safi nektar. Ömrümün her köşesinde sevdanın çağrısı şifahen değil acilen, Canda ve cananda kodlansın derin arzularla delişmen. Gönül dünyamın şavk duvarının fonuna apappak aşktan şiir çiseler. S. Edip Yörükoğlu |