'biraz'seni gördüm, son suya bakar gibi her şey gizli mısralar, uçuşan kağıtlar giderek küçüldüm küçük ellerim vardı bir denizim dört duvar beton ve plastik gemiler yakındı beklenen o son gözlerim tahkikat sonrası ayın çıplak yüzüydü işleniyordu sicilime ölüme kalan bir gün daha sarı bir ışıktı pencere sevmelere doyamadığın yerde yeşildik, sarıydık; biraz kahve aynalardan geriye kötüydük iyi niyetlerin intiharını izledik su, sızdı gözlerimize dünya vardı, adını bilmekten uzak kuşlar neredeler sahi şimdi? fotoğrafta geriye kalan insanlar eskiden de böyleydim, böyle biraz ellerim zaman safarisiydi gönlüm yağmur duası arka sırada unutulmuş defterler gibi hiç duvara asılmayacak resimleri hayal etmekten yorgun düşerdi seni gördüm son suyu içer gibi bir cam vardı aramızda soğuk ama canlı kirli ama dürüst giderken anladım açmalıydım pencereyi sonuna kadar açmalıydım bir fazlaydı azdan bir yakındı birazdan gemilerim batıyordu uzaktan kosmosun yitirdiği eski bir taş vurdu kıyıma apansız sarmak isterken kırdım kalbini pencere çarpıyordu; ne açık, ne de kapalı biraz. |
sular uğuldayadursun
varsın yankılansın kıyılar.
Selâmımla.