Hey sokakgözlerimi yummadan oradayım orası aklımın arka bahçesi sanki diken giren gül çıkıyor kirpiklerimin neminde büyüyor sureti nice anılara kanat çırpacak izi kalbimde taş baskı sokağın yaşlılar ölü taklidi yapmayacak, ölecek kalpten ağır bu yük bir makine ya da daktilo taşıyamaz kitap almaz diye yavaşlıyorum beni bu güne fırlatan ayarlarla ellerini uzatsalar kumandaya belli ki sesim kısılacak sokağa çıksam ......... benden önce bu denli duyarlı mıydı yüzler bilemem bir gamzeye bile dokunsam yarası acıyor bebelerden belli oluyor yoksulluk bir araya gelişlerdeki seslerden gitgide çocuklara bulaşan amansız hastalık belli ki buradan bir şair çıkacak boşaltacak yüreğini, beynini dolduran o yükü aldırış etmeyecek iki jandarma arasında elleri kelepçeli götürülmesine sokağın ortasına işeyenler artacak başörtüsü açılacak bilincin incelecek yüz durup durup geride kalmış şeyleri yeniden yaşamak ürkütüyor beni yeniden asılmak kara donlu kağnıya bu denli ağır, yürüyemiyor sokak dozaş, ton kilo aynı aynı yüzlerdeki kasvet ileri gitmedikçe sözde kazaya kurban giden yollar hadi aştık diyelim kendi boyumuzu hey sokak! 24. 08. 2018 / Nazik Gülünay |