Oğul CandırŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayat bu ya, çocuklar büyüdüler, serpildiler ve sosyal bir varlık olarak kararlarını alma ve bu kararların gerektirdiği sorumlulukları da üstlenme merhalesine eriştiler. Darısı tüm anne ve babaların olsun.
Oğlumla uzunca bir zaman neredeyse ayrılmaz ikili gibiydik. Yanlış anlaşılmasın, kızlarımın da tarafımın sevgisine dair bir mukayeseye asla gitmedim, gidenlere de doğrusu iyi gözle bakmam mümkün değil. Neyse, ilk,orta ve sonrasında da lise öğrenimini bitiren oğlum, hayatıyla ilgili önemli kararlar aldı ve ben de onu bu kararlarında sonuna değin desteklediğimi her zeminde dile getirdim. Ve nihayet, evde daha ziyade birebir eğlendiğim ve beni biraz olsun anlayabilen bir evladımın evden uzaklara ayrılışa doğru bir hazırlıığı başladı. Kısa zamanda da evini bulduk, karınca kaderince eşyaları ile sade ve temiz bir ocak kurabildik kendisine... Ne varki, onu orada bırakarak dönebilmem hiçte öyle sanıldığı gibi kolay olmadı. ... O gün kahvaltıdan sonra moraller bozuktu ve dokunsanız bir, malum gerisi herhalde. Öyle bir ruh haliyle vedalaşma seramonisinin ardından, ben tekrar indim araçtan ve daha bir sıkı sarıldım oğluma... Dünya bu, seviyorsan göstermelisin ve en samimice. Onun da duyguları depreşti sanki ve istemeden yola koyulduk tekrar. İlerlerken araç ağır ağır ve sanki limandan hareket eden kıtalar arası bir gemi gibi, iç aynadan oğluma baktım. Ellerini her iki yana açmış, omuzları düşmüş ve sanki elinden şekeri alınmış bir çocuk masumiyetiyle "Demek beni burada bir başıma bırakıp gidiyorsunuz öyle mi?" diyordu. Hayatta çok zorluk görmüş, gerektiğinde üç gün hiç uyumamış, ayağında yumurtadan büyük ödem olduğu halde şehitlerin aziz hatırasına gölge düşürmemek adına, gıkını çıkarmadan merasimi gerçekleştirmiş bir adam olarak bu duruş beni adeta ezdi de geçti. Kendime hakim olmalıydım, duygularımı yönetebilmeliydim. Bir içime baktım, tuttum kendimi zorla ve bir de yanıbaşımda oturan emektar eşime. Gözgöze geldiğimizdeyse olanlar oldu. Neyseki, yolun altındaki köşeyi döndüğümüzden, aracın içindeki sağanak yağışı göremedi bizim oğlan. İşte dostlar, evladı geride bırakıp gitmek böyle bir drammış. Eve geldiğimde de kendimi bu duruma alıştırmaya, bir yandan da eşimi teskin etmeye çalıştım. Erkeğiz ya, duygularımzı içimize atmalıyız gibilerden... Eşim işi gereği erken yattı ve ben de gecenin zifirisinde o günü, öncesini ve sonrasını düşünmeye, hayal etmeye açlıştım. Derken birkaç mısra döküldü kalemimden. Yazdıkça rahatladığımı ve esasen, bu duyguları ve daha nicelerini kim bilir kaç kere yaşamış olan aileleri düşündüm. "Ya evladını bir kez daha göremeyecek biri olsaydım" diye düşündüm bir an. Şükrettin o zaman şu halime. Sağlık ve afiyette olması bana en büyük teselli olmuştu. Oğluma olan sevgimi anlatabilmek adına yazdığım naçizane şiirin öyküsü bu işte. Rabbim kimseye büyük acılar yaşatmasın ve sevmelerin zamanını kaçırmadan sevmeyi, bunları söyleyebilmeyi nasip etsin. Saygılarımla.
Anlamadın belki geçen günleri,
Eklendiler birbirine geçti ay,sene Hasretin içimizde hiç sönmese de Hayat böyledir oğul, dik dur sen yine de. Yetiş, amade ol, düşme gaflete Annen, baban,kardeşlerin gelsin düşüne Erken kalkmak sana biraz güç gelse de Durma oğul yürü, koş geleceğe. Yerinde olmak isteyen gençleri düşün İçinde bulunduğun hale, dışarıdan bakın Sabır ile yoğrul, koş,koşuştur ve yorul,… Allah`a asla isyan etme,şükret sen oğul. Gün doğmadan neler doğar bilinmez, Yiğit adam, iki günü bir etmez Güçlüklerden korkmaz, işten çekinmez,.. Elbet sana da bir güneş doğar,doğar be oğul. Babalık ağır sınav, sen gidince anladım Yokluğunda inan ben gizlice ağladım Tüttün her an gözümde, soluk birkaç resimde Gidişin bana müşkül, ağır be oğul. Aramızda şimdi mesafeler olsa da Dağlar, yollar, bayırlar bizi ayırsa da Evdeki boşluğun bize, ağır gelse de Vuslatlar var, özlemler var unutma oğul. Adın dilimdedir her an özlemle Bu mısralar yazılırken resmin önümde Sana sevgim bitmeyecek, bitmez özümde Hasretle gelmeni bekleriz oğul. Senin derdin bizim de derdimizdir Sana melhem olmak tek gayemizdir Hayat savursa da bizi binbir köşeye Sevgin hep taptaze, hep içimizde Ansızın yanında oluruz oğul. Ölüm dışında her derde çare var Çalışmaktan ortaya güzellik doğar Miskinlikten kime, kime fayda var? Alnının akıyla çalış, üret sen oğul. Bilgiye ve bilime uzak kalma Avare işlerle vakit harcama Çalış, eğlen, dinlen,.. planlı yaşa Kariyerini yarıda bırakma oğul. Yokluğun içimi acıtıyor olsa da Yaşama sevincim buruk, yarım kalsa da İçtiğim sensiz çayda, acı kahvemde, Çocukluğun canlandı şimdi gözümde, Düşlerimde, yüreğimde, senki iki hece, Canımsın,candan yakın, bunu bil oğul. Bunları yazan kalem, seni özlüyor Adı Oğuzhan onun, içten söylüyor Sayki acemice mısralar diziyor Sevginin bir bedeli var, adı özlemdir Tez vakitte kavuşmayı dilerim oğul. Geldi beklenen gül, dediği günde Memnun olduk, sevindik biz bu gelişe Kısa da olsa zaman, çok şeye değer Allah`tan dilerim hep, mutlu ol yeter. Dilerim, babalar hasret çekmesin Evlatlar da babaların kıymetini bilsin Yol alırken hayatın şu hoyratında Özlemler sona ersin, vuslat yaşansın Sevgiler yüreğimizde hep sıcak kalsın. Oğuzhan KÜLTE |
Oğul gelecektir...
Oğul İstikbaldir...
Kaleminize ve gönlünüze sağlık…
.................................. Saygı ve Selamlar.