ELİMDEN TUTAR MISIN
Ne yöne çevirsem kendi çıplaklığıyla bakıyorum
Kelimeler serseri bir rüzgâr dilimde Zümrüt yeşili gözlerden yeşerir parmak uçlarıma tazelik Hücrelerime yol almalı gençliğin İsraf edilmiş yorgunlukları dağıtır ayaklarım,bakir yorgunluklara Ellerin vaha ellerim de susamış Elimden tutar mısın? Ufuklarını keser saçlarım tel tel Uzuvlarımdan yayılan türküler duyulur Can suyu olmuş umut melodramından Masallardan ödünç alınmış kelimeler şarkılara nağme Gönül sürgünlerini birbirine çevirecek Kırk gün kırk gece beslenecek aşk Topkapı’dan boğazı seyrederek Senin ellerin füsunkâr Elimden tutar mısın? Şadırvanda zaman yorulur gün doğup batarken Koş ama yakalanmıyor kaçan, hiçbir günün sonunda Yaklaştıkça sen başka , koştuğun başka Nice vuslatlar gömülüyor bu yolda kırgınlığa Benden usanıp sana kaçtı duygularım yolundan yazgına Gönül ezgi oldu sıratta, suretin çare Ellerin olsun hekim Elimden tutar mısın? Uzun bir kitabın seriminde buldum Örselenmiş duygular serpmişsin girişe biraz ürkek Ana fikri itinayla uyutmuşsun satır aralarına Düğüme sürüldü harf harf ürer bereketin Bir bağ bozumunda kendimi tattım kıpkızıl sende Semereler toplandı,çözüme sundum Aklımı kalbe sağıp Senin ellerin his sarhoşu Elimden tutar mısın? |
Saygılarımla hanımefendi...