11
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
992
Okunma

kendimi sermek için geliyorum
bir şiirin gölgesine
adımı unutuyorum onu unutmuyorum
güneşli günlerime tozlar serpeleyen
en sivri ucunu bana batırıp günü
masmavi gökyüzünde salınan uçurtma
mezar gibi kocaman çadırı kuran
penceremin önüne çiçek yerine
kara bakışlı adamlar koyan el
nasıl unuturum suretini dizimin bağını çözeni
kuşların dansını unutturan cenaze evlerinde
el sallayamam dünde kalan
bir salon dolusu gülüş bile olsa
nasıl toplarım kendimi
bu darmadağınık günde kaybolduğum yerden
içimde kasırgalar savurur düşlerimi
alaşağı edilir sevdiğim türkülerim
konuk gelemem dışıma içimde en/ler
en kanadı kırık kuşlar
en büyük taşlar
en aşağılara çekilmeler
en mutsuz insanlar
yine de kendim için toplarım çakıl taşlarını
bırakın derim kırmayın kuşların ayağını
ölmesinler ilk denemede uçmaya
ulaşsınlar beyaz bulutlara
onlar da döksünler ne var ne yok içlerinde
taş atacak sanmayın tepenize
değilseniz ebrehe’nin ordusu
kendimi sererim içinde bütün insanlar var
görür aynasında yüzünü
kim kimden farklıdır
düşünürüm..
22. 05. 2018 / Nazik Gülünay