Fareler ve insanlarsen neden ölü bir fareyi okşuyorsun lennie biraz bana ver belki de ölüyüm veya bir gezgin bazı evlerin kapıları yok uzun koridorları var upuzun ayakları vardır bazı cambazların fısıltılı rüzgarın ve nehir ağzı hayalinin bolca deliliği var belki de tavşan anatomisini çoğaltıp hayatı açığa çıkarma isteği güneşin yalanı çok sürecin gizleri ve doğanın açmazı sen cebindeki ölüyü yine de bana ver lennie yalnızlık güzel bir düğüm gelip masaya oturan o yerin tanımsızlığı çürüme molası ve salinas sazlıklarının göğe değişi gibi ölüler de okşanır ölü parmaklarda bir altın havası var ki fare zehiri ters köşeli luger tabancaları geç şu hikayeleri lennie körlerin gözbebekleri bir koleksiyonda durup bakarlar şu köprüyü tut ki kırılmayalım şu köprüyü tut geç kalan her kuş geçebilsin şu köprüyü tut ki gölgenin kalın derilerinde ve kapkara pazarlarında rakkase ederken hiç isimliler bir cins yılandır dipteki dalga hiledir ışık ve karanlık kış gelmesin gelmesin gelmesin. |