sana git demek
birden gökyüzü değişti
inandığım bütün güzelliklerden yana siyah bir karga tünediği daldan kanatlanarak ağır çekimde güzelim baharın şenliğini kül rengi gölgeler içinde bırakıncaya... biz ki! iyiliklerine inanan güzel Tanrı’nın umutvar yaratıklarıydık bir şüphe yeterdi belimizi bükmeye... birden gökyüzü değişti karnımla dudaklarım arasında firari bir hayalet saklanacak yer arıyor göğüs kafesim oldukça dar, omuzlarım son derece şüpheli alıp kaçırsam kendimi kurtuluncaya doğrulup doğrulup yıkılıncaya sen birini öpmüştün biriktirdiğim bütün kadınları yırtmıştım ben gökyüzü bir anda değişmişti sıcak bir rüzgarın doldurduğu apartman aralarında ağaçlar aylardan nisan oluncaya sen birini daha öpmüştün ardına kadar açık gözlerin kapanıncaya nasılda kolaydı sana git demek gerçekten gittiğini anlayıncaya... |
senfonisi olan bir dil
artık o kadar az ki..,
tebrik ederim