Ey Gece
çünkü yürek menzilim de siz vardınız bayım
sizi terk etmeye kıyamadım ne zamandır uğramadım mavi gülüşüne ne zamandır sakallarının arasına sığınmadım ne zamandır bir çocuğun gözlerinde uyumadım sen adresi yüreğim olan en uzak liman’sın şimdi bayım senden sonra kanadı kırık bir şiire yüreğimi katıp gökyüzüne saldım hiçbir yüreği çiğnemeden yürüdüm zifir geceleri cemre düşmüş bir sokaktan geçiyor ömrüm ve mavi bir balon gökyüzünde kayboluyor bir çocuk elinde uçurtması koşuyor bir kadın yalnızlığına sus diye bağırıyor ve kir pas içinde bir hayat gözlerime bakıyor it kadar korkuyorum bu yalnızlıktan it kadar titriyorum bu zifir gecelerden sizin yüreğiniz çok soğuktu bayım ben de yalnızlığımı baharın ortasına diktim şimdi bir yalnızlığı büyütmekle meşgulüm bir çocuğu emzirir gibi göğsümden besliyorum bazen acılarımı paylaşıyorum bazen sevinçlerimi çoğu zaman özlemlerimi sanki sonu gelmek bilmeyen bir yolu yürüyorum bitmek bilmeyen bir acıyı sonu gelmeyen bir yaşamı ne kadar zamandır yalnızım bilmiyorum sanırım bir asır yada yüz asır belkide bin ve içimde korkunç bir gürültü var belki bir şimşek sesi belki bir gök gürültüsü yada rüzgarın uğultusu yokluğuna daha ne kadar dayanırım bilmiyorum ama yalnızlığımla iyi anlaşıyorum bayım siz gittiğiniz mesafede kalsanız da olur sen tutsaklığını yaşadığım en karanlık özgürlüksün ey gece neden beni terk etmiyorsun artık ibrahim dalkılıç 12.04.2018 23.05 izmir |