KANADI KIRIK KELEBEKLER
eski bir yara izi kanardı
sesinin bildik tınısında kutsal gömütlükler arardık kül kokulu hatıralara kederli bir ayin gibi inerdi gözyaşlarımız gecenin duldasına sıcak bir tohumun içinde saklıydı sevdalarımız sancılıydı kozalarımız kozalarımızın içinde kanadı kırık kelebekler umutlarım da kelebek olup yitip gittiler mimoza kokulu baharlara ağaçlar dile gelirdi çiçeklenirdi acılar bütün kışı ısıtır sanırdık güneşlerimiz kanatlarında yeni göçler kanadı kırık kelebekler renk renk ışık ışık bir gök çocuğu ol derdi annem açılırdı ellerim duaya çıkardık yeraltı kentlerinden açık denizlere tüm kâinat insanlığın gerçek vatanıdır derdi annem tagorcu bir ozan mıydı annem tepeden tırnağa masal ve mit sonra sarı saçlı güneş adını verdim bez bebeğime gözbebeklerinin içine sürdüm çığlık yankılarımı nerede sesin anne erikler çiçek açtı salkım saçak vücudum tepeden tırnağa hasret kanadı kırık kelebekler söyleyin bana rüzgara karşı uçmak neden güç hazanda bir hicran mektubu gibi düşüyorsun suskun cümlelerime zamansız ağlayan yağmurlar getiriyorsun düş güncelerime yol gereksinimdi gidenler için süt mavisi gökyüzünde limon sarısı uçurtmam pırıl pırıl çocukluğun masum mavi sabahlarına dair her hatıra göçmen kuşları uğurladık çıplak göğe gönülleri kırık kırık ormanların en yalnız ağacıyım artık ılık bahar yellerinde seni arar dururum anne kanadı kırık kelebekler kanadı kırık kelebekler Ömriye KARATAŞ 15.02.2018 |