Ümitsizlik kayığı sularda yalpa yalpa
Ufka yakın şafak nehir kül ve gökyüzünde tuhaf kuş

Aramızda devasa bir yeşil duvar

Şiva saçlarını nehirlere döküyor
Balıkçılar uykusuz kürek çekiyor

Dizlerim çamurlu su
Bir nar rüyası şafak
Yağmurlu kayıklar
Hindistan cevizleri
Ve meyve dolu kap
Yasaklı meyveyi yediğimiz

Kovulduk palmiye yapraklarıyla
Kırmızı karıncalara basıp ülkemizden
Pakistanlı bir asker gül uzatıyor
Dikenli tellerden
Omzundaki yıldızlı apolet dökülmüş
Sağır arılar gibi vızıldıyor zaman

Bir kırık kemik parçası
Savrulan bir kül nehirlere ardımızdan
Bir mango korusu kırmızı karıncalar
Yerçekimi kanununa aykırı bir aşk
Sihirbazlar ışıltı saçarak geçiyor agradan
Tacmahalde paslanan zırhları çıkarıyor topraktan ercüment banu
Ardımızda çürüyen dünya ve harem
Cibinlik mehtap ve kara sevda
Yarı çıplak pembe kızlar iniyor nehirlere
Tac Mahal göz mü kırpmıştısana
Bir mayın imha uzmanı haber veriyor
Kalbinde ölen aşkların küllerini savurdular nehirlere diye
Naylonla örttüler düşleri
Pakistanlı bir asker güller asıyor dikenli tellere
Budha haykırıyor dünyanın bir düş olmadığını
Om mani padme hum
Lotuslu göllere baktı budha
Ay
Sin
Ve gelgit

Hepimiz mümtaz mahaliz
Kartpostallarda ve cikolata kutularında ölümsüzleşen
Gönder hayallerimi gencligimi lacivert taşı kakmalı hayallerimi şah cihan
Gelgit
Ay
Sin

Pirinçsiz etsiz günlerdeyim
Gun ağarırken gün ışığı vuruyor zümrüt sulara agrada
Bir eşitsizlik var dünyada nuhu nebiden yana
Hepimiz mümtaz mahaliz çikolata kutularında ölümsüzleşen
Ümitsizlik kayığı sularda yalpa yalpa
Aramızda devasa yeşil bir duvar
Pakistanlı asker kül döküyor lotuslu sulara

Ey benim kadim fahişem zaman
En zengin kokuydu sana sürdüğüm
Ördek beyazı donumla kalakaldım dünyada
Gökyüzünde asılı çıplak bir ampul
Batılı plakalar domuz eti ve alkol
Şarkıcı Cemile şarkılar söyleyerek geçiyor
Karaçi rihtimindan
Tutsaklığımızıkutluyor sineklerin tanrısı
Elinde bir bade ile
İnanmadım size klaksofobik ilahlar
En nadide simle nakışladım özgürlüğü ey pakistan
Şiir Ömriye KARATAŞ