Ameliyatla Alınan Sancı
Ağzında büyüyen acıların
Yüzünde salınan köklerini Kazıyor her sabah jiletiyle adam... Parmak uçlarında büyüyen sancıları Kesiyor, törpülüyor her hafta... Tükeniyor tel tel Kafasında biriktirdiği umutlar Kanıyor göz diye taşıdığı iki el silah sesi Damlıyor yazdığı şiirlerin mürekkebi... Göğsü kadının adını sayıklıyor Nabız sanıyorlar bileklerinde atanı... "Ben!" diyor "Ben ellerini tuttum Tanrı’m Avuçlarımdaki izler O bıçaklardan kalma Bağışla... Kaderse keder Ateşse tütün Kalemse mürekkep Şiirse kafiye Aşksa eksik... Günahsa günah..." Gün iltihaplarken uykusuz yaralarını Tuz diye basıyor martı çığlıklarını Bir şiir daha damlıyor bileklerinden... "Rengi telâffuz edilemeyen birkaç telef kelime Denizden artan mavi solgun, Delilerin sövesi yok... Belli... Gideceksin... İstanbul’un boğazına gerilen o keman telleri Bir daha aynı şarkıyı çalmayacak... Belli... Gideceksin... Ameliyatla alınabilir mi Bir şehir denizinden? Ağzımdaki o duvar Ne zaman yıkıldı bilmiyorum.... Kiralık bakir bir tutkuyu Bırakınca kimliksiz bir kadının dudaklarına Saatlerin ayarı bozuldu... Belli... Gideceksin... Avuçlarımda biriken duaları Sesini kemiren duvarları Gölgelerin seyreldiği akşamları da al git..! Senin olsun sessiz harfler Senin olsun tüm maviler Yüklendiğin tüm anlamlar Yazamadığım tüm şiirleri Al da git..!" Öldürdüğün bütün kadınlar |