İğneZihnimin pusulası kırık, İğnesini düşürdüm akrebin kuyruğuna Bense kuyumu kazıyorum Aklımın uçurumlarına… Ne martıların eski tadı var, Ne vapurlar eskisi gibi çığırtkan. Sipsisi kayıp çocuklar ordusunda bir deli çavuş, Rütbesi sökülmüş muzaffer deli komutan. Bir şiir mi yazsam, Savaş mı çıkarsam bilemiyorum Şık bir lamelif darbesi arıyor arterim Damarımda sayıklayan Ayık kalmış birkaç nabza Suya atıyorlar cesedimi, yüzme bilmiyorum Beni mavi tutar diyorum, İlla gözlerine sürüyorlar mermilerimi Mihengin de foyası dökülmüş Bir ilahi işaret beklerken göklerden Gökyüzü de mavi… Ne diyordum…. Bir deli çavuş Bir uykusuz bıçak Bileylenmiş tek gözüyle gece Şahit yazılan birkaç ölü şair Ve çiçek satan birkaç dilsiz kevaşe Oturmuşlar denizin dizinin dibine Gece aynı o gece Öznesiz kuruluyor cümleler Özensiz kuruluyor saatler İçiyorlar şiirlerimi hece hece Öznesi düşük şiirlerin şairi İğnemle plak da çalınır ötenazi de yapılır Gittikçe derinleşiyor dilimdeki boşluk Dolduramıyor hiçbir küfür yerini Gitme kal diyenim yok Bir acı kahve verenim Bir fal bakıp üç vakte kadar diyenim Bir türkü söyleyenim Kalemimi bileyleyenim Bir lahza maviyi dilime pelesenk edenim... Saksıya diktiğim izmaritler filiz vermiyor Bir sigara mı yaksam, Bir şairi mi assam bilemiyorum Kör bıçakların bilendiği gibi Sana bileniyorum… Zihnimin pusulası kırık Haddimi bildiriyor zındık Zaman akıtıyor zehrini ağzıma Piç gibi bırakıyorum Bu son şiiri cami avlusuna Mürekkep sanık... |
Tebrikler