Tuz
Kavına hasret kibrit gibi bekliyorum
Yansam yandığımla kalacağım Bir başkasının dudağındaki sigaraya… Nerde eksik bıraktıysam Oradan kanattım kabuk bağlamış yaralarımı Kanasam kanadığımla kalacağım Bir başkasının yarım bıraktığı Açık kalp ameliyatına… Son çıkışı çoktan kaçırdım Yol karanlık… Ve dönsem döndüğümle kalacağım Çoktan yüzüme kapanmış kapılara… Oysa dudakların Kimsenin dilini bilmediği Kadim bir kitap… Benim okumaya doyamadığım satırlarını Rafına süs diye koyana da aşk olsun… Şarjöründe sırasını bekleyen Bir uslu mermiyim Vursam vurduğumla kalacağım Benim için ağarmayan şakaklara… Oysa özlemek ne basit bir kelime Tuz ne kısa, yara ne mübhem kelime… Mavisine yüz süremedim denizinin Tuzunda eriyemedim gözlerinin Rengini tadamadım Sesini koklayamadım Kınalı ellerinden öpemedim Bir tuzlu kahveni içemedim yar… Tadım… Tuzum… Yaram… Derdim… Beni falında çıkarmayan Kahveye de aşk olsun! |
Kimsenin dilini bilmediği
Kadim bir kitap…
Benim okumaya doyamadığım satırlarını
Rafına süs diye koyana da aşk olsun…
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık