Bişnev*
Üçüncü köprüyü diktiklerinden beri ağzına bu şehrin
Birkaç nota fazla basıyor deniz feryadını bileklerime Vokalde martılar... Bilmediğimiz yeni şarkılar söylüyor İstanbul..! Ağız alışkanlığı... Bir kadın daha öpüyorum şerefine... Yükleneceksen bir anlamı olmalı bıçağının Yaralarımda peydahladığın bu acının Keskin bir tarafı... Bu avucumdaki izlerin bir çarmıhı olmalı... Mıknatıs ağzıyla öptü tüm deniz fenerlerimi kadın Tüm pusulalarım şaştı, gemilerim tuz gibi dağıldı Karaya vurdu tüm firavunlarım... Bilekleriyle cezbetti gecemi Gözleriyle biledi neşterimi "Damarımda inleyen kan Rengine şirk koşar!" dedi Ve gitti... Tanrı’m... Düşen düştü, yeni bir özne sür artık şiirlerime Patlayan kılcallarımın yerine yeni mayınlar döşe... Ya da yeni bir kitap, yeni bir peygamber Kandırmıyor artık bu mavi, cennetine... Tövbe... |